10 yıl sonra yine bir bahar, yine yeni Anayasa ve aynı PKK!

"1. Çözüm Süreci kaldığı yerden devam ediyor." dememiz boşuna değil. 14 Mart 2015'te teröristbaşı Öcalan'la görüşen İdris Baluken, bebek katili Öcalan'a, "Kandil'deki arkadaşlar Erdoğan'ın açıklamalarına büyük tepki duyuyor. Bu aşamada bile hâlâ terör örgütü, terörist nitelemesi yapıyor. Bu, gerillada ve Kandil'de büyük bir tepki topluyor." diyordu. Sonrasında Erdoğan, teröristbaşı Öcalan için "İmralı" ifadesini kullanırken, yeni çözüm sürecinde Cumhur İttifakı ortağı MHP de "kurucu önder" demeye başladı. Ama Türk milleti için Öcalan hâlâ bir bebek katili!

Hemen her kesim ifade ettiği hâlde, ısrarla teröristbaşının ipiyle kuyuya inenlerin, 1. çözüm sürecinden ders çıkarmadıkları, "yanlış" sözcüğünün bile yetersiz kaldığı ısrarlarından açıkça anlaşılıyor.

Teröristbaşı Öcalan, ilk çözüm sürecinde kendisiyle görüşen heyete, "'Çekilirsek gerilla biter' görüşüne katılmıyorum. Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz." açıklamasını yapmıştı. Teröristbaşı Öcalan'ın, “'Gerilla çıktı, terör bitti, barıştık' diyecekler. Hayır, bu böyle değil." sözlerinde saklı olan gerçek, "PKK'nın kendisini lağvetmesiyle birlikte terörün ve Türkiye'nin milleti ve devleti ile bölünmez bütünlüğünü tehdidin son bulmayacağı!"

Cumhur İttifakı'na göre yolunda giden "Çözüm Süreci"nde, şimdilik aşılması gereken tek engel, toplanacak olan PKK Kongresi'ne bebek katilinin bizzat katılması, olmazsa video konferansla katılması!

Terör örgütünün bu şartı, 1. Çözüm Sürecinde de aşılması gereken ciddi engellerden biriydi.

Bu engeli, yine Öcalan'la görüşen Sırrı Süreyya Önder, 2013 yılı Mayıs ayında İmralı görüşmelerinde şöyle açıklıyordu: "Döner dönmez durumu (dönemin Adalet Bakanı) Sadullah (Ergin) Bey'le görüştüm. Bu hemen yapılamayacaksa, gerillaya doğrudan hitap eden bir görüntülü ses kaydının da şimdilik kaydıyla olabileceğini aktardım. Sadullah Bey, Kandil'den bir heyetin görüştürülmesinin görüntüden daha kolay olacağını ve daha az risk içerdiğini söyledi." Dönemin Adalet Bakanı'nın gerçekten 1. Çözüm Süreci'nde teröristbaşını Kandil'den bir heyetle görüştürüp görüştürmediği bilinmiyor.

Şimdi yine yeniden çözüm sürecinde, PKK tarafı, birçok kez Öcalan'ın hiç olmazsa telekonferans yöntemi ile kongreye katılmasını talep ettiyse de en son bir görüntülü ses kaydıyla PKK Kongresi'ne katılmasına imkân sağlanmasında da uzlaşabileceklerini açıkladılar.

Geçtiğimiz hafta MSB ise, kesin bir dille, "PKK'nın tüm uzantılarıyla birlikte kendisini feshettiğini ve koşulsuz olarak silah bıraktığını açıklayacağı kongresini bir an önce toplamasını" istedi. Yeni Çözüm Süreci'ni başlatan Bahçeli'yse 4 Mayıs tarihini vererek, "PKK'nın kongresini daha fazla geciktirmemesini" istedi! Ama PKK elebaşı Duran Kalkan ise, Öcalan'ın katılmadığı bir kongrenin silah bırakma kararı alamayacağını açıkça belirtti ve “Bunu gerçekleştirebilecek tek kişi Öcalan." diyerek kapıları kapadı. Bir başka PKK elebaşı Murat Karayılan ise açıkça "Kürtlerin kimlik haklarının tanınması, sürecin Abdullah Öcalan tarafından yürütülmesi ve kongrenin toplanması için saldırıların durması gereklidir." dedi.

Yani PKK, Öcalan'ın kongreye bizzat katılmasında ısrarlı! 25 yıldır hapiste olan 76 yaşındaki teröristbaşı Öcalan'ın akıl ve ruh sağlığından Kandil'deki PKK yöneticilerinin kuşkusu var! Kandil'deki örgüt yöneticileri öteden beri ısrarla Öcalan'ın iradesinin sağlığını sorguluyor. Her ne kadar verdikleri mesajlarla Öcalan'dan hâlâ "önder" sıfatıyla saygıyla bahsetseler de 25 yıldır hapiste olan Öcalan'ın eski ağırlığı, gücü ve etkisi artık yok! Gerçekte, PKK da artık eskisi kadar güçlü ve etkin bir terör örgütü değil! PKK terörünün en yoğun olduğu dönemlerdeki örgüt kadrosunun hemen hemen tamamı zaten TSK tarafından imha edildi. Kalanlar ise Rojava'da yerleşik düzende ve artık savaş istemiyor. Üstelik artık örgüte yeni katılım da eskisi gibi değil. PKK'yı oluşturan gruplar, yapılar bugüne dek yıllardır yapmaları gereken kongrelerini yapamadı! Hatta 4 parçalı Kürdistan için kurulan üst yapı KCK bile çok uzun zamandır kongre yapabilmiş değil. Emperyalist güçlerin desteği ile yalnızca IŞİD'e karşı kullanılmak amacıyla Suriye'de güç bela, zorlukla ayakta durabilen YPG kılıklı PKK aslında hem askerî olarak hem de örgütsel olarak bitmiş bir yapı.

Tüm bunlara rağmen, Cumhur İttifakı'nın yine yeniden Çözüm Süreci çıkmazındaki Öcalan ısrarı anlaşılabilir değil.

Öcalan, ilk çözüm sürecinde, 4 Şubat 2015'te "Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik kararı vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu bir niyet beyanıdır. Demokratik Anayasa ittifakına açığız. Demokratik anayasayı hangi parti istiyorsa bunu görüşebiliriz." demiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü: "Düşmanla ya vuruşulur ya da anlaşılır. Gerisi savaş hilesidir."

PKK'nın ve elebaşısı Öcalan'ın "savaş hilesi" ile şekillendirdiği Çözüm Süreci'nde, güya "silah bırakma ve fesih kongresi"ni teröristbaşı Öcalan'ın bizzat yönetmesi gerektiği konusunda önümüzdeki günlerde Öcalan'ın kongreyi yönetmesine dönük bir düzenleme yapılabileceği konuşulurken, 10 yıl sonra yine bir baharda ve yine yeni bir anayasa hazırlığında 1. Çözüm Süreci'nde teröristbaşı Öcalan ile tüm yaşanılanlar aynıyla tekrarlanıyor...

Yazarın Diğer Yazıları