Geçtiğimiz ay içerisinde birbiri ardına gerçekleştirilen onlarca tutuklama içerisinde İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Fırat Epözdemir’in "PKK/KCK" soruşturması kapsamında, HDK üyeliği iddiasıyla tutuklanması da vardı.
Av. Fırat Epözdemir’in, tutuklanma gerekçesi,15 Ekim 2011 Ankara'da kurulan Halkların Demokratik Kongresi mensubu olduğu iddiasıydı. Tutuklanan Av. Epözdemir'in tutukluluğuna itiraz dilekçesinde, kısa adıyla HDK'nın yasal bir oluşum olduğu iddia edildi. Ancak, bugüne kadar birçok farklı yargı kararında HDK'nın, PKK'nın sözde sivil yapılanması olduğu iddia edilerek birçok ilde onlarca dava açıldı.
Bu iddianamelerin en yenilerinden biri sayılabilecek olanı, 18 Ocak 2023'te kabul edilen ve halen yargılaması süren, Tekirdağ HDK Yapılanması davasına ait.
Bu iddianamede, 18 Ocak 2023, HDK'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın "talimatı" ile kurulduğu ve hedefinin ise sol ve sosyalist partilerin yanı sıra dernek ve oluşumların tek çatı altında toplamayı amaçladığı tespit ve iddia edilmiş...
Peki bu halde, hukuk bilgimiz ne kadar sığ ve eksik olursa olsun sormamız gerekmez mi, yüzlerce sanık, teröristbaşı Öcalan'ın talimatını yerine getirdiği iddiasıyla tutuklayıp dava açarken niçin hiç kimse bebek katiline bir dava açmıyor...
Ya da şehit ailelerinin, Sivil toplum kuruluşlarının, avukatları n, siyasi parti yöneticilerinin binbir uğraş ile yaptıkları onlarca suç duyuruları niçin 15 yıldır ısrarla sonuçlandırılmıyor? Yargıda teröristbaşı Öcalan niçin ısrarla korunup, kollanıyor? Nasıl oluyorda Türk ve Dünya Hukuk Tarihinin en çok korunan, kollanan teröristi, en dokunulmaz canisi ünvanını alabiliyor?
Ve yine nasıl oluyorda, bugün salıverilmesi hazırlıkları yapılan teröristbaşının daha 15 yıl öncesinden bugünlerde ki salıverilmesine engel oluşturabilecek soruşturmaların davaya dönüşmeleri engelleniyor?
Sahi bu hangi akıl, hangi güç?
Hiç olmadı cevaplanılması gereken soru şu ki, yargıda 15 yıldır teröristbaşı bebek katilini koruyup, kollayan, ona dokundurtmayıp, dokunanı yakan güç kimdir?
