Kürt mü, Körtle mi?
Prof. Dr. Erhan Aydın, Eski Türk Dili üzerinde çalışıyor. Çin'de de üniversitede epey araştırmalar yaptı. (Çin, hayret edilecek şekilde, Türk tarihini, Türk dilini de araştırsanız, ilmî çalışmaya engel çıkarmıyor. Kendilerine dokunmasınlar, milleti uyandırmasınlar yeter, diyorlar herhâlde!)
Prof. Dr. Erhan Aydın'ın birçok kitabı var. Son olarak "Taşa Kazınan Tarih: Türklerin İlk Yazılı Belgeleri" ve "Sibirya'da Türk İzleri-Yenisey Yazıtları" çıktı. (Kronik Yayınları)
Türklerin, Sibirya'daki varlığına dair en önemli kaynak olan Yenisey Yazıtları bazı tarihî olaylara işaret etmesinden dolayı çok büyük bir fonksiyona sahip.
Erhan Aydın, ilmî kriterlerden taviz vermeden, büyük bir titizlikle, okumamızı ve anlamamızı kolaylaştıracak şekilde metinleri ortaya koşmuş.
Prof. Dr. Aydın, çok tartışılan "Yenisey Yazıtları"nda "Kürt" kelimesi geçiyor mu, geçmiyor mu, buna bir açıklık getiriyor.
Hassas zamandayız. PKK denen bir illet çıktı, kimilerinin aklını karıştırdı. Sen Türk'sün, sen Kürt'sün, sen şusun, sen busun ayırımı kadar abes bir şey olamaz. Hele 36 etnisite tekmili birden sayılamaz! Böyle bir ayrıma giden, ülkeye ve bütün etnisiteye, hepsinin çatısı Türk milettine ihanet ediyor demektir. mülevves emelleri için "Türk" bölümleyerek eritiyor, "millet/ümmet"i korumasız bırakıyor demektir. İslâmı yanlış yorumlayarak insanların ahiretine ipotek koyuyor demektir. Netice itibarıyla emperyalist ülkelerin oyununa geliyor demektir.
"Taşa Kazınan Tarih" ve "Sibirya'da Türk İzleri" hepimizin kitaplığında bulunması gereken eserlerdir.
Yıllardır bildiğimiz Yenisey'deki Elegest Yazıtı'nda "Kürt" kelimesi, sonraki yıllarda farklı okunmuş ve bu farklı okunanın asıl kelime olduğu ortayA çıkmıştır. Zamanında, Prof. Dr. Talat Tekin'i kaynak göstererek yazmıştım. Erhan Aydın'ın "Taşa Kazınan Tarih"in tartışmayı sonlandıran satırlarını aktarmak istiyorum:
"[Elegest 1] yazıtın[ın] 5. satırı, üzerinde en çok konuşulmuş sözcükleri barındırmaktadır. Satır şöyledir: Körtl kan al
uruŋu altunlıg kėş egnin yütüm bėlde banım tokuz sekizon yaşım "(Ben) Körtle Han Alp Urungu'yum. Altınlı (altınla süslü) okluğu sırtıma vurdum, belime bağladım. Yetmiş dokuz yaşımda." Cümleden, adına yazıt dikilen Körtle Han Alp Urungu unvanlı kişinin altınla süslü okluğu beline bağladığını, yaşının ise yetmiş dokuz olduğunu anlamaktayız.
Vaktiyle, Körtle Han adı, kürt el kagan biçiminde okunarak Kürt halkının adının bu yazıtta geçtiği iddia edilmişti. Yazıtı ilk yayımlayanların bir bölümünün okuyuşlarının bu yönde olduğunu söyleyebiliriz. Bu yazıt, Kürt adının geçtiğinin iddia edilmesi dolayısıyla çok sayıda makale ve kitaba da konu olmuştur. Kürtlerin bir Türk boyu olduğunun öne sürülmesi bir yana, aslında Hint-Avrupa dil grubunda yer alan Kürtçenin, Türkçenin bir kolu olduğu ifade edilmişti.
Körtle adı, Elegest II (E 52) yazıtında ise Körtle Saŋun 'General Körtle' olarak tespit edilmiştir. 'Güzel' anlamıyla karşılayabileceğimiz Körtle sözcüğü Doğu Türkistan'da bulunan Yar-Gol (Yar-Hoto) duvar yazılarında da körtle çor biçiminde tanıklanmıştır. Yani körtle, Türkçenin farklı dönemlerinde iyi bilinen ve kişi adı olarak da kullanıldığını gördüğümüz bir sözcüktür." (s. 301-302).
Son söz: İlimden şaşmayalım.