Kürt kızı+Çerkes kızı=Türk kızı

HDP, Edirne'den ve Hakkâri'den yürüyüş başlattı. Koronavirüs tedbirlerine riayet ettirin yeter. Mahdut sayı şartıyla bırakın yürüsünler. Yok illâ müdahale edecekler. Bu müdahaleler taraftarlığı da keskinleştiriyor.

HDP, farklılaştırcı bir parti... Mikro milliyetçilikle, halkı dar bir alana sıkıştırmak, insanları ayrıştırmak, birbirine yabancılaştırmak istiyor.

Bunun yanında iktidardaki parti farklı bir yol mu takip ediyor? 38 ensiteden bahsedenler onlar. Yine farklılaştırmaya yöneldiler.

Saray'da Mehmet Uçum'un başkan vekili olduğu Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurumu, HDP/PKK'nın da ilerisinde teklif getiriyor. Bu Uçum'un sitesine girin. A. Öcalan bile bu kadarını söylemeyi siyasetine aykırı görür!

Ayşenur Bahçekapılı iktidar partisinden milletvekiliydi. Hukuk Kurumu'nun da üyesiymiş. Reis, Bahçekapılı'yı bir oda daha kendisine yaklaştırdı; başdanışman yaptı. İhtiyacı mı var? Yok. Ama maksat başka. Bahçekapılı'nın "Türk"ü silmek için neler dediğini burada yakın zamanda verdim.

Bu anlattıklarınız ne başlık ne diyeceksiniz.

Gazeteci Fatma Sibel Yüksek'in "Kürt Kızı Müyesser"başlıklı yazısı var. İnternete girerseniz karşınıza çıkar. Etkilenmemek mümkün değil.

Fatma Sibel'in kendisi de Çerkes.

Müyesser Yıldız, biliyorsunuz bir bahaneyle yine tutuklu. İktidar ve Cemaat'in al gülüm ver gülüm döneminde 16 ay mevkuf kalmıştı. Soner Yalçın'ın "Kırk yıllık ülkücü" dediği Müyesser Yıldız'ı yakın arkadaşı Fatma Sibel Yüksek, 10 yıl önce "etnikçiler"e öyle bir tokat aşkediyor ki:

"-Türk'ü Tasfiye Projesi"ni yazan Kürt kızı Müyesser'in tutuklanması, sembolik biçimde "Ergenekon" ismi verilmiş olan bu alçakça tertibin Türklüğü bu topraklardan süpürme planı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

- Gazeteci Müyesser Yıldız, Adıyamanlı bir Kürt ailenin 6 çocuğundan biri olarak dünyaya geldiğinde, köyde okuma yazma ve Türkçe bilen kimse yoktu.

- Müyesser'e iki saat boyunca "Falanca kişiyi neden tanıyorsunuz", "Şu haberi ne amaçla yazdınız", "Şu yazınızda ne demek istediniz" gibi sorular sorduktan sonra "terör örgütü ile bağlantı" kanısına vardılar ve gecenin 3'ünde tutukladılar.

- Müyesser hayatında bir gün bile kendini düşünmedi. Cefakâr Kürt kadınlarının bütün özelliklerine sahipti.

- İstanbul'da üç gün misafirim oldu. (...) O günlerde "100 Yılın Hesabı/Türk'ü Tasfiye Projesi" adlı kitabını yayına hazırlıyordu. Kahvaltı ederken güldü, "Farkında mısın, Türklüğün akıbeti, benim gibi bir Kürt'le, senin gibi bir Çerkes'e dert oluyor" dedi.

- Kürt kızı Müyesser ile Çerkes kızı Fatma, Türklüğü bu derece önemsiyorlar ve yeryüzünden silinmesinden korkuyorlarsa, bilinsin ki Türklük "ırkçılıkla", bazı şuursuzların yakıştırmaya çalıştığı gibi "faşistlikle" uzaktan yakından alâkası olan bir kavram değildir.

- Türklük, özgür ve onurlu yaşamanın adıdır. Türklük eşitliğin, vefanın, dünyanın en güzel coğrafyasında güven içinde yaşamanın adıdır. / Biz, kaderimizi büyük Türk Milleti'nden ayırıp kurda kuşa yem olacak kadar aklımızı peynir ekmekle yemedik. Çocuklarımızı, "Sen Kürt'sün", "Sen Çerkes'sin"... / "Ama sen TÜRK'SÜN" diyerek büyüteceğiz."

HDP'lilere de, Saray erkânına da, neo liberal uyurgezerlere de birer ders bu sözler!

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016-1-007.jpg

Yazarın Diğer Yazıları