Köy Enstitülerinin bilinmeyenleri
Türk eğitim tarihinin önemli bir sorunu Köy Enstitüleridir. Halen daha tartışması sürmektedir. Genç Türkiye Cumhuriyeti köy kalkınmasına yönelik bir okul projesi geliştirdi ve sonuna kadar götüremedi?
Neden götüremediğini üç soruda cevaplayalım:
1. Köy Enstitüleri hangi ideoloji ve amaç için kurulmuştu?
2. Köy Enstitüleri niçin sol ideolojinin yuvası haline geldi?
3. Köy Enstitülerinin kapatılmasında sadece Demokrat Parti mi sorumlu? CHP'nin bir etkisi var mı?
Eğitimle ilgilenen herkes bilir. Daha Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk, son asrın büyük filozofu, Pragmatizmin ve İlerlemecilik felsefesinin kurucusu olan John Dawey'i Türkiye'ye davet etmişti.
Dawey, aynı zamanda demokrasi eğitiminin de kurucusudur. ABD'de kendi kurduğu Laboratuar Okullarında söylediklerini uygulamış birisidir.
Burada önemli olan şey şudur: Atatürk, ilerlemeci ve demokrasi eğitimcisini ülkesine davet etmiş böylece yeni Türk devletinin yol haritasını böyle belirlemiştir.
Çerçeveyi böyle çizdikten sonra, şimdi Atatürk'ün ikinci önemli hedefine gelelim. O da şuydu: Atatürk, "Ağalık düzenini" ortadan kaldırmak için kapsamlı bir toprak reformu yapmak istiyordu.
Bu tespiti de yaptıktan sonra şimdi başta sorduğumuz sorulara geçebiliriz.
1) Köy Enstitüleri hangi ideoloji ve amaç için kurulmuştu?
Köy Enstitüleri, Atatürk'ün köy kalkınması, bunun için köylünün eğitilmesi ve toprak reformu yapılarak köylüye toprak dağıtılması amacının bir parçası olarak kurulmuştu. Modern tarımı, üretimi, gübreyi bilmeyen, betonu, tuğlayı tanımayan, demir çimento karışımıyla ev yapmayı beceremeyen köylünün büyük dönüşüm için hazırlanması gerekmekteydi. Bu dönüşümün tek sağlayıcısı vardı: Eğitim.
Okuduğunuz yazıyı hazırlamazdan evvel "Uluslaşma Sürecinde Toprak Reformundan Köy Enstitülerine" adlı kitabın yazarı Prof. Dr. Necdet Ekinci Hoca ile görüştüm. Hoca reformla ilgili bilgileri verdikten sonra dedi ki: "İnönü, o tarihte bu çaba için '50 bin ülkü eri yetiştireceklerini' söylemişti. Şüphesiz bu 'ülkü erlerini' köy çocuklarından seçecekti."
50 bin ülkü eri olarak yetişen öğretmenler, görevli gittikleri köylerde halkı eğitecek, eğitilen ve bilgilenen halk, kalkınma odaklı bir değişime uygun hale gelecekti. Böylece köylü, modern tarım yapabilecek, evini çamurdan, değil, tuğladan yapabilecektir.
Başka?
Sağlık konusunda bilinçlenecek, aşının önemini anlayacak. Okumaya değer verir hale gelecektir.
En sonunda tarımsal üretim artacak, köyler modern mimari ile tanışacak, sağlık önem kazanacaktır.
Köy enstitülerinin ideolojisi ve amacı buydu. Bunun için kurulmalıydı. Lakin gidişat değişti.
2) Peki, sonrasında neler oldu ve niçin politik değişim yaşadı?
Prof. Dr. Necdet Ekinci, bunun nedeni "İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulmağa başlayan yeni dünya düzenine" bağlıyor. Bir diğer gerekçe olarak da o tarihlerde Sovyetler Birliği yönetiminin başında bulunan Stalin'in Türkiye'den açıkça Kars ve Ardahan'ı istemesini gösteriyor.
"Sovyetlerin bu açık tehdidi karşısında İnönü, Ahmet Şükrü Esmer'i Amerika'ya gönderdi. Amacı, II. Dünya Savaşı sonrasında paylaşılan dünyada Türkiye'nin hür ve demokrasi içinde kalmasını sağlamaktı" diyor.
Ama İnönü, beklediği cevabı ABD Başkanı Truman'dan alamıyor. Prof. Dr. Ekinci Hocanın söylediğine göre, Truman, Türkiye'nin sınır güvenliği gibi hassas bir konuda "buna biz karışmayız. Konu Türkiye ile Sovyet Rusya arasındadır" deyince, İnönü, "demek bu paylaşımda bizi Ruslara teslim ettiler" diye düşünüyor. İşte Köy Enstitülerinin ideolojik dönüşümü de bundan sonra başlıyor. Sovyetlerle iyi geçinmek, çatışmayı aza indirmek isteyen CHP İnönü yönetimi, Köy Enstitülerinde sol anlayışı bir adım öne geçiriyor. Okulda sol görüşlü yazar çizer, öğretmenler, söz sahibi olmağa başlıyor. Süreç içinde hem sınıf bilinci ve hem de ideolojik bilinç yapılandırılmış oluyor.
3) Köy Enstitülerinin kapatılmasında sadece Demokrat Parti mi sorumlu? CHP'nin bir etkisi var mı?
Köy Enstitülerinin talihsizliği, dönemin dünya politikaları karşısında ülkenin yöneticilerinin yaptığı durum değerlendirmesine göre şekillendirilmiş olmasıydı. ABD, Truman yönetiminin Türkiye'den gönderilen temsilciye destek sözü vermek yerine Sovyetlerle baş başa bırakacak söz söylemesi, İngiltere'nin kurnaz devlet adamının dikkatini çekti. Bir toplantı sırasında Winston Churchill, ABD Başkanı Truman'a; "Eğer Yunanistan ve Türkiye Sovyetlerin kontrolüne girerse Avrupa diye bir şey kalmaz" diyor. Bunun üzerine ABD yönetimi, Türkiye ile çok yakından ilgilenmeğe, Marşal yardımlarıyla da desteklemeğe ve daha kötüsü durumdan vazife çıkararak Türkiye'yi Ön Asya'daki uydusu haline getirmeğe yöneliyor.
Köy Enstitülerine gelince, "ABD, Türkiye ilişkilerinin artmasıyla birlikte İnönü yönetimi yeniden tavır değiştirdi ve köy enstitülerinin ekonomik gelirlerini en aza indirdi" diyor Prof. Dr. Necdet Ekinci. Ve sözlerini şöyle tamamlıyor: "Okullar neredeyse kapanma noktasına gelmişti. Tükenmişti. Son darbeyi vurmak Demokrat Parti'ye kaldı."
Sonuç olarak Türk eğitim tarihinin en tartışmalı konusu olan Köy Enstitüleri, çağın icaplarına göre gelişerek devam etseydi, Türk eğitim sistemi hem kendine özgü bir okul modeli oluşturacaktı ve hem de sağlıklı bir toplumsal kalkınma bilinci yaratılmış olacaktı.