Koronavirüsü Türkiye'ye gelirse…
Kitap okuyan çocuğun bile gündem olabildiği, günlerce konuşulduğu ülkemizde, koronavirüsü (COVID - 19) gibi bir tehlike yeterince ciddiye alınmıyor. Oysa tehlike, oldukça büyük.
Halihazırda 32 ülkeye yayılmış olan bu virüsten en çok etkilenen ülkelerden biri de sınır komşumuz İran. İran'da, 8 kişi koronavirüsü nedeniyle hayatını kaybetti ve birkaç gün önce, İran'la Türkiye arasındaki hava ve kara ulaşımı geçici olarak durduruldu.
Çin'de salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 500'ü aştı ve her geçen gün bu sayı artıyor. Müşahede altına alınanların sayısı ise 100 bine yakın!
Avrupa Birliği'ne bağlı bir kuruluş olan Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi'nin her gün güncellediği verilere göre, İtalya'da 2, Fransa'da da 1 kişi koronavirüsü sebebiyle hayatını kaybetti.
Şimdilerde şehitlerimizden bile "birkaç tane şehit" diye bahsedildiği için bu rakamlar belki ülkemiz yetkililerince önemsenmeyebilir; ancak oldukça endişe verici, büyük bir tehlikenin olduğu açık.
Geçtiğimiz günlerde, gazetemiz yazarı Arslan Bulut, Türkiye ile hemen hemen aynı nüfusa sahip Almanya'nın 100 milyon maske aradığını yazdı.
Peki ya, bu virüsün Türkiye'de görülme ihtimaline karşı ne yapılıyor?
Almanya'da koronavirüsü nedeniyle henüz ölüm görülmedi ancak virüsün görüldüğü insan sayısı 16.
Son verilere göre; Asya kıtası dışında, İtalya'da 132, Fransa'da 12, Birleşik Krallık' ta 13, İspanya'da ve Rusya'da 2, Belçika, Finlandiya ve İsveç'te 1'er kiş ide koronavirüsü tespit edildi.
Bu veriler düne ait. Bir önceki gün İtalya'da virüsün görüldüğü kişi sayısının 79 olduğu düşünüldüğünde, virüsün yayılma hızının kontrol altına alınmasındaki güçlük anlaşılacaktır.
Tüm bunlar, tehlikenin büyüklüğünün göstergesi değil de nedir?
Önlem ve tedbir alınmak için daha ne bekleniyor?
Ekonomi zaten perişan halde
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'de, İspanya Merkezli tekstil firmasında çalışan bir arkadaşım, tekstilde kumaş bulmada büyük problem yaşandığını, özellikle polyester kumaş büyük oranda Çin'den ithal edildiğinden, virüs yüzünden büyük sıkıntı yaşandığından yakındı.
Özetle, tekstilde de fiyatlar daha da artacak.
Ekonominin yeni "siyah kuğusu" (finans ve ekonomi dünyasını derinden etkileme potansiyeline sahip, öngörülmesi güç nadir olay) olduğu tartışılan koronavirüsünün ekonomisi perişan halde olan ülkemize uğrama ihtimalinde akla gelen senaryolar gerçekten korkutucu.
Zaten ülkemizde sütten (yüzde 17) şekere (yüzde 16), köprüden (yüzde 47) tünele (yüzde 56), etten (yüzde 20) vergilere (yüzde 22,58) kadar her kalemde zamma batmış durumdayız.
Hal bu iken, iyi beslenemeyen, iyi ısınamayan, Suriyelilerle birlikte gelen bağışıklık sistemine ve sağlık sektörümüze yabancı virüslerle boğuşan, son birkaç senede daha sık hasta olan vatandaşın koronavirüsü ile karşılaşma ihtimali ve bunun ekonomimizdeki olası yansımaları, virüs ülkemizde görülmeden düşülmeli ve önlemi alınmalı.