Konsolide edildiniz mi?
Ne demiştik; "bütün hesaplar ülkücü oylar üzerine." Neden böyle, çünkü Cumhur İttifakı dikiş tutmuyor.
İstediğin kadar bağır.
"Bunlar Kandil'in adamı."
Salla gitsin.
"Kandil'den emir alıyorlar.."
Ülkücü seçmen, bir geçmiş yaşantılarına bakıyor, bir de şimdiye.
Bir yıllardır oy verdiği partisine bakıyor, bir de söylemlere.
Üç, beş, on yıl öncesine bakıyor. Düşünüyor. Ve diyor ki: "Arkadaş bu nasıl iş. Biz daha iki dönem önce CHP ile birlikte AKP'ye karşı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstermedik mi? CHP ile ortak seçim kampanyaları yapmadık mı? Amaç birliğimiz yok muydu?"
İçinden cevap veriyor.
"Evet, birlikte AKP'ye karşı ittifak yaptık ve Ankara'da Mansur Yavaş'ı Gökçek'e karşı destekledik. Hatta o sene tam oy sayımlarının yapıldığı kritik saatlerde elektrikler kesilmişti de biz şüphelenmiş itiraz etmiştik. AKP iktidar çevreleri de gerekçe olarak trafoya kedi girdiğini söylemişti. Şimdi aynı adamlar gelmiş bu defa Mansur Yavaş, PKK'nın adamı, Kandil'den emir alıyor" diyor.
İşin çok daha trajikomik olan tarafı nedir biliyor musunuz?
MHP-CHP ittifakını yaşanmamış sayarak, "CHP Kandil'den emir alıyor" demeleri.
Buna İYİ Parti'yi, Saadet Partisi'ni ilave etmeleri.
Hâlbuki çok değil; birkaç seçim önce, bu partiler, AKP'ye karşı MHP ile birlikte hareket ediyordu. İYİ Parti o günlerde MHP'nin içindeydi zaten.
Seçmen, bir düne bakıyor bir bugüne.
Mazi canlanıyor gözünde...
İster istemez siyasetin kirli yüzüyle karşılaşıyor.
O günlerden bugüne hayatında değişen tek şey, ekonomisinin küçüldüğü, eskisine göre gelirinin yetmediği. Ve her yıl biraz daha yaşlandığı.
Mahallesine bakıyor..
Çocukların yüzü gittikçe soluyor.
Kendi oğlu-kızı gibi bütün mahalle iş kuyruğunda... Hak eden hak ettiğini alamıyor. Bir atasözü olan "ekmek aslanın ağzında" lafı aynen gerçek olmuş durumda.
Kendi kendine soruyor: Bize ne oldu?
Sahi 17 yıldır bu ülkeye ne oldu da bu hale geldik?
Düşünüyor..
Bu ülkeyi Demirel yönetti, Ecevit yönetti, Erbakan yönetti, hiç böyle bir şey görmedik.
Kaç kere kriz gördük.
Çocuklarımız Özal döneminin enflasyonlarıyla büyüdü ama kesinlikle üniversite okuduktan sonra sokakta kalmadı. Babalarının vereceği harçlığa muhtaç olmadı. Sorunlar dağ gibi olup üstümüze üstümüze gelmedi.
Yalnız çarpıtma ve yalan siyasete bu kadar yön vermiş miydi hatırlamadık.
Birkaç seçim önce adayımız diye oy verdiğimiz kimseleri birkaç seçim sonra terörist diye damgalamadık.
Dolayısı ile ülkücü zekâyı hiç bu kadar aptal yerine koydurtmadık.
Şimdi ne oldu da dün iyi dediğimiz insanları, bugün Kandil'in adamları ilan eder olduk?
Bu adamlar basiretimizi bağlayıp, bizi vatanseverlik damarımızdan enjekte edecekleri zehirli sözlerle kendilerine bağlayabilecekler mi?