KKTC Dünya Sağlık Örgütü üyesi olabilir
Koronavirüs dünyayı sarınca, Dünya Sağlık Örgütü'nün adı sık geçer oldu.
Biliyorsunuz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni bir biz tanıyoruz. Ama Güney Kıbrıs, BM'de temsil edildiği gibi, Avrupa Birliği'ne de üye. Bütün bunlar Türk'e karşı tavrın neticesi. Rum tarafı, kendilerine "yaramaz cici çocuk" muamelesi yapıldığı için pervasız. Annan Planı vahametinin ardından KKTC'ye gitmiş, Rauf Denktaş, Derviş Eroğlu ve daha birçok isimle görüşmüştüm. Denktaş, Annan Planı'na şiddetle karşıydı. "Annan Planı dosyalarını depoya attım." mealindeki sözünü unutmam. Plana Türk tarafı "evet" demişti. Ancak daha fazlasını isteyen Rum kesimi "red" oyu verince plan hayata geçmedi.
"DSÖ ile KKTC arasında ne ilgi var?" diyeceksiniz. Anlatacağım.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 7 Nisan 1948 tarihinde Cenevre'de 51 devletin temsilcilerinin katılmasıyla kuruldu. BM'ye bağlıdır. Uluslararası toplum sağlığıyla ilgili çalışmalar yapar.
DSÖ "Tüm insanların mümkün olan en yüksek sağlık seviyesine ulaşmalarını" sağlamak için uluslararası sağlık çalışmalarının yönetimini koordine ediyor.
Türkiye, DSÖ'ye 1949'dan beri üyedir. Bu örgütte 194 devlet temsil ediliyor.
KKTC Yükseköğretim Kurumları Denetleme ve Akreditasyon Kurulu (YÖDAK) Başkan Yardımcısı
Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, KKTC'nin, dolaydan üye olabileceğini ortaya koyan bir rapor hazırladı. Raporda şu ayrıntılar yer alıyor:
Örgütün anayasasına bağlı olarak 3. Bölümde üyelik ve ortak üyelik statüsüne ilişkin 8. Maddede kriterler sayılmıştır. Buna göre; "Uluslararası ilişkilerinin yürütülmesinden sorumlu olmayan bölge veya bölge grupları üye veya uluslararası ilişkilerinden sorumlu diğer makam tarafından bu bölge veya bölge grubu adına yapılan başvuru üzerine Sağlık Asamblesi tarafından Ortak Üye olarak kabul edilebilir. Sağlık Asamblesi Ortak Üyelerinin temsilcileri, sağlık alanındaki teknik yeterliliklerine göre kalifiye olmalı ve yerli nüfustan seçilmelidir. Ortak üyelerin hak ve yükümlülüklerinin niteliği ve kapsamı Sağlık Asamblesi tarafından belirlenir.
"Ortak üyelik" statüsüne sahip iki ülke var: Porto Rico (7 Mayıs 1992) ve Tokelau (8 Mayıs 1991).
Diğer bir statü ise gözlemciliktir. Filistin "Ulusal Kurtuluş Hareketi" statüsüyle yer almaktadır. Vatikan'da gözlemci statüsündedir.
Kıbrıs Türk Toplumu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurucu ortağı olmasına ve Annan Planı'na "evet" dediği hâlde uluslararası izolasyonlardan mustariptir. Kıbrıs Türk Toplumu, kısıtlı imkanlarının yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti'nin tıbbî yardımlarıyla salgınla mücadele etmeye çalışmaktadır.
Öte yandan Kıbrıs Cumhuriyeti, içinde Kıbrıs Türklerinin de hakkı olan uluslararası yardımlardan cömertçe yararlandırılmakta, bu yardımların ancak kırıntısı olarak tanımlanabilecek bazı malzemeleri Kıbrıs Türklerine göndererek bunun bir siyasî propaganda malzemesi olarak kullanmaktadır.
Prof. Dr. Mehmet Hasgüler şu teklifi getiriyor:
Bir BM uzmanlık kuruluşu olan DSÖ'ye küresel yeni tip koronavirüse karşı mücadele etmek ve uluslararası sağlık çalışmalarından etkili biçimde yararlanmak amacıyla Kuzey Kıbrıs (veya KKTC veya BM'nin tarif ettiği şekliyle Kıbrıs Türk Toplumu) örgütün kendi anayasasında tarif edilen şekliyle ortak üyeliğe aday gösterilebilir. Bunun için Türkiye öncü rol oynamalıdır.