Kinin sınırı yok!

Şu "Paralel" işinden bir şey anlamadım. 650 küsur bin dağıtılan veya satın alınan Zaman gibi bir gazete kapatıldı. Kayyım göndermek demek "Seni kapattım." demektir. Anayasa'nın 30. maddesi çok açık olduğu için önce kayyım gönderiyorlar, güya gazete çıkıyor. Kim alacak gazeteyi?! Abone sıfırlanacak. İpek Holding bünyesindeki gazeteler, kendileri kazanamadıkları için İpeklerin itirazı üzerine mecburen kapatılmıştır. Çünkü parası İpeklerin cebinden çıkıyordu. Zaman da mecburen kapanacak.

"Paralel", "torba kanun" gibi; içine, ayağına takılan her şeyi at, bağla ağzını gönder!

Reis'e rağmen Anayasa Mahkemesi'nin 12 üyesi iki gazetecinin tevkifinde "Hak ihlali var." demişse, ince eleyip sık dokumuşlar ve öyle karar vermişlerdir. Hadi Osman Paksüt'ü, Serruh Kaleli'yi geçelim. Onlar "hak ihlali" olduğunu peşin kabul edeceklerdir, diyelim. Ya Abdullah Gül'ün özene bezene Ak Parti'ye uyumlulardan seçtiği üyeler nasıl oluyor da "Hak ihlali var." diyorlar? Demek ki, gerçekten bir hak ihlali söz konusu.

İki gazeteciye "Paralel" bağlantısı kurulmasaydı, tevkiflerinden söz edilmezdi.

Ey Paralelciler! Artık kimlerseniz, bırakın her şeyi... Çekilin! Veya "Bey'at ettik. Senin kulun köleniziz artık!" deyin. Milleti düşünüyorsanız bunu yapın. Keşke gazetenizi kendiniz kapatsaydınız.

Zat-ı Muhterem sizin yüzünüzden uyku uyuyamıyor! Memleket yangın yeri... Hendekler, bombalar her yerde... Şehit sayısını sayamaz olduk. Onun ise aklı sizde... Yurt dışına bile sizin için gidiyor. Keşke bütün mekteplerinizi Zat-ı Muhterem'in fotoğraflarıyla donatsanız. Afrika'da, mekteplerinizi kapattırmak için bir cumhurbaşkanıyla görüştüğünü kendileri açıkladılar. Hatta sizinkilerden üç kişi bir resmî davete sızmaya çalışmışlar ("Sızmak" ne demekse!), Zat-ı Muhterem hemen tespit etmiş ve attırmış. (Bu satırları yazarken utancımdan yüzüm kızardı) Devlet adamının derdine bakın!

Sizin yüzünüzden en yakın arkadaşlarını bile silkeleyip savuruyor. Manisa baskınları, Kayseri baskınları hafta içinde üst üste geldi. Kayseri'de tevkif edilenler Abdullah Gül'ün yakından tanıdığı, hakkında şahitlik edeceği kişiler. Manisa'da tevkif edilenler de muhtemelen Bülent Arınç'ın dostları.

Kin insanın içini kavuruyor, hayat dengesini altüst ediyor.

Yaylım ateşine tuttukları AYM üyelerini "Paralel" içine sokamazlar mı? Çok kolay! Fi tarihinde, "Paralel"den biriyle çay içmişse, al işte bilmem ne terör örgütüne yardım ve yataklık sana! Mahkemenin içini böyle böyle boşaltırlar. Sonra, gelsin ilâhlaştıranlar!

Zaman gazetesi neden müsadere edildi? Bahane; bilmem ne terör örgütüne destek... Ya PKK'ya doğrudan destek verenler? Ne yaptınız onlara?! İşte 1128+611 akademisyen doğrudan PKK'ya destek bildirisi yayınladılar. (Ufak tefek bildiriler de var.) Hâlâ soruşturuluyor da, yok şu maddeye sokulacak da, yok Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma için izin alınacak da... Hep sulandırma, hep uyutma, hep unutturma... Fezlekeleri de göreceğiz!

Maalesef, kanunlar millet için değil, "Kinim dinimdir!" diyen için işletiliyor.

("Paralel" dediklerine de bir çift sözüm var: Acı çektirdiklerinizin ahı tutu, diye düşünüyor musunuz?!)

Yazarın Diğer Yazıları