'Kimyasal silah' kullanmışız!
Türkiye PKK ile mücadelede "kimyasal silah" kullanmışmış. PKK yardakçıları böyle diyor.
Fırsat yakaladıklarını düşünenler hemen saldırıya geçtiler.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, PKK''nın ağzıyla konuştu; Türkiye''yi suçladı. Şimdi hakkında soruşturma açıldı. (CHP''nin İstanbul İl Başkanı, Canan Kaftancıoğlu, üniversiteden hocası Şebnem''e sahip çıktı. Şebnem hapse atılmadı, hakkında soruşturma açıldı. İddiaların ispatı istenecek. Canan''ın, öğrencisi olmasını bahane ederek Şebnem için: "Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum Şebnem Hocayı susturamayacaksınız." demesi ne manaya geliyor sizce?)
Şebnem Korur Fincancı, PKK yağcılarının "Barış İçin Akademisyenler" dedikleri grubun "Bu suça ortak olmayacağız" başlığıyla Türkçe ve etnik dilde yayınladıkları bildiriyi imzalamış, bu yüzden 2 yıl 6 ay hapis cezası da almıştı. Sağ olsun AYM, PKK''ya destek sağlayan 1128 imzalı bildiriyi de kanunları ve aklı zorlaya zorlaya temize çıkardı!
CHP''nin PKK ağzıyla konuşan İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da "Kimyasal saldırı" iddialarına balıklama atladı. Terörle mücadele eden askerlerimizi suçlamak, Türkiye''ye tavır almaktır. CHP, Sezgin''i disipline verecek mi?
Sezgin korunan isim. Diyarbakır''da baro başkanlığı yaptığı ve Diyarbakır''da PKK''ya yandan yaklaşan İnsan Hakları Vakfı''nın kurucuları arasında yer aldığı hâlde, kendi ilinden değil, seçilmesi garanti olsun diye İstanbul''dan aday gösterildi.
Sezgin''in özelliği ne?! HDP''nin oylarını alacağı mı hesap ediliyor? Böyle düşünenler HDP/PKK''yı anlamamış demektir.
CHP sözcüsü Faik Öztrak "TSK, terörün en sıcak günlerinde bile kimyasal silaha başvurmamıştır. Mehmetçiğimizin sicili temizdir. Böyle hassas ve istismara açık bir konuda ulu orta açıklama yapılması yanlış olmuştur. Doğru bulmuyoruz." dedi, Sezgin Tanrıkulu''na karşı iddialarına katılmadıklarını söyledi.
Bekliyoruz... "İmza Toplama Örgütü" "Şebnem ablamız yargılanamaz. O bizim canımız ciğerimiz." diyecek mi?
Ne zaman Türkiye aleyhine bir hareket başlatılsa, ne zaman Türk''e tavır alınsa, "İmza Toplama Örgütü" elindeki uzuuun listeye bakıp konusuna göre isimleri belirliyor, ad sırasına koyuyor. Sonra imzaların üstüne bir de açıklama ekliyor. Konusuna uysun uymasın Türkiye aleyhine olunca, kimilerinin hepsinde de imzaları görülüyor. Meselâ; Zülfü Livaneli''nin ismi, harf sıralamasından dolayı, en sonda mutlaka bütün bildirilerde yer alıyor. Adam hem siyasetçi, hem bağlamacı, hem türkü okuyor, hem roman yazıyor... (Zülfü Livaneli''yi "Edebiyatımızda İsimler"e almadım. İnceledim. Yazarlığı sathî. Türkiye ve Türk aleyhinde imzacılar arasında başka birçok isim kitabımızda yer alır. Onlar yine bir şeyler karalıyorlar.)
Neden Türk''e karşı tavır alıyorlar? Neden ülkenin parçalanmasını istiyorlar? Neden Batı''nın tuzağına düşüyorlar?
Son zamanlarda İslâmcı kanat da etnikçilikte atakta. Diyarbakır''da "Âlimler buluşması" uydurmasıyla bilmem ne toplantısı düzenlemişler. Öncüleri de Hizbullahçılar. Toplantıya Taliban temsilcisi bile davet edilmiş. Siyasî İslâmcılar toplantıyı öve öve bitiremiyorlar.
Yakında Hüda Par''dan başka bir etnikçi parti kurulacakmış. Başka hareketlenmeler de var.
Hendek çatışmaları malûm. Bu çatışmalar, PKK''ya verilen tavizler yüzünden. Ne kadar taviz o kadar ayrışma. Kazanan PKK oluyor.