Kim tövbe tutmaz?
“Erken seçimse erken seçim!” diyenler oluyor ama o kadar kolay değil. Şu anda parti teşkilâtları “savaş” yorgunu. Orantısız bir mücadele verildi. Devletin bütün imkânlarını kullananlara karşı gücün nereye kadar yetebilirdi? En yorgun parti, kim ne derse desin, MHP’dir. Çünkü maddî imkânı en az parti MHP.
HDP’yi “parti” kategorisinin dışında tutmak gerekir. Silâhlı gücü olan bir “parti” düşünülemez. Böyle bir partiyi koalisyona ortak etmek demek, kanun dışı kolunu da devlet idaresinde söz sahibi etmek demektir. Bu partiyle koalisyona cesaret gösterenler PKK’nın taleplerini karşılamaya hazırdırlar. Artık şehre inmiş silâhlı güçlerin üzerine gidilse, ortağı HDP hotlamayacak mı? “Hooop!.. Dur! Onlar bizim canımız ciğerimiz...” demeyecek mi?! Türk askerine kurşun sıkarken vurulan bir PKK’lı için taziyeye gidebilecekse HDP ile ortaklığı kabul edecektir!
Şu gerçek: PKK Meclis’te... Meclis’teki diğer partiler birbiriyle konuşmadan da bazen ister istemez aynı hedeflere yönelebilirler.
Önümüzde Meclis başkanlığı seçimi var. Meclis Başkanı yine Ak Parti’den mi seçilecek? Burada uyum sağlanabilir, ya MHP’den, ya CHP’den Meclis Başkanı seçilebilir. HDP, kendisini uyumlu göstermek için MHP’li bir başkana bile razı olabilir. Geçen dönemde bir HDP milletvekilinin MHP’li TBMM Başkan Yardımcısı’na teşekkür ettiğini hatırlayalım.
Koalisyon için kilit, aslında MHP. İki kanadın da MHP’ye ihtiyacı var. Konuşulanlara, yazılanlara bakılırsa AKP, MHP’yi kolluyor. Bence CHP, MHP’den umudunu kessin. O zaman, HDP’ye ihtiyaç duyulur ki, bu MHP için muhaldir.
Ak Parti ise, MHP ile koalisyon kurabilmek için, açık söyleyeyim, MHP’leşmesi gerekir. Nasıl mı? Herkesin dile getirdiği gibi;
1- Cumhurbaşkanı, Anayasa çizgisine çekilmeli, hükûmete hiçbir surette müdahale etmemelidir; hele arada bir kabineyi toplayayım, hükûmeti de ben yönlendireyim, kesinlikle dememelidir.
2- “Çözüm/çözülme” terk edilip gelinmelidir. Tek silâhlı güç TSK’dır. TSK dışında hiçbir silâhlı güç kabul edilemez, o güçle masaya oturulamaz; aksine etkili mücadele şarttır. “İmralı’daki Konuk” a, mahpus olduğu hatırlatılmalı ve alelâde bir hapishaneye konulmalıdır.
3- Başkanlık sistemi, Anayasa’yı değiştirme tartışmaları bitmiştir. Etnisite ayrıştırmaları, “Türk” ü bu etnisite kategorisinde gösterme, hiçbir surette dile dolanmamalı ve Anayasa’da ne yazıyorsa o kabul edilmeli, insanlarımızı farklılaştırma akıllarının köşesinden bile geçirilmemelidir.
4-Yolsuzluklara asla göz yumulamaz. Asla dosyalar kapatılamaz. Ucu kime dokunursa dokunsun; çalanlar, yolsuzluk yapanlar, nüfuzunu kullanıp çıkar elde edenler hesap vermelidirler.
5- Adalet darmadağın... Millî Eğitim rayından çıktı... Bürokrasi felç... Kuvvetler ayrılığı bitirildi... Hepsi yerli yerine oturtulacak şekilde yeniden dizayn edilmelidir.
İlk aklıma gelenleri sıraladım. Daha başka teklifler de olacaktır.
Ancak, AKP alışkanlıklarını değiştirebilir mi? Şüpheli...