Kerkük'te ne olmuştu?

15 Temmuz'dan bahsetmeyeceğim. Bahsedersem, darbeye kalkışan "uşaklar"a başta kimin/kimlerin cesaret verdiğinden, devletin bütün hücrelerine kimin nasıl soktuğundan; ve yine darbe bastırıldıktan sonra "ak" ile "kara"nın nasıl karıştırdığından, Kur'ân'da yasaklandığı hâlde kin ve intikam hırsına teslim olunup adaletin nasıl paspas edildiğinden bahsetmem gerekir. Başlarını kuma gömen ekâbirin canını sıkarım şimdi... Herkes yazıyor, herkes söylüyor... Ben eksik kalayım!

Dün 14 Temmuz'du. Hatırlayan var mı? 1959'da o gün Kerkük Türkleri katliama uğramıştı. Bu günü akılda tutmalıyız.

Mesud'un babası Mustafa Barzanî, 11 yıl Rusya'da sürgünde kalmış artık doğduğu topraklaRa dönmüştü. (Hulûsi Turgut'un "Barzani Olayı", Barzanîler hakkında bütün ayrıntıları verir. Hulûsi Turgut, bin bir güçlükle Irak'a geçmiş ve her şeyi yerinde görmüş, Mustafa Barzanî ile röportaj yapmıştır.)

Barzanîlerin aklı Kerkük'te... Saddam gittikten sonra Kerkük'e ve diğer Türkmen illerin girip tapu kayıtların nasıl yok ettikleri hafızalarda.

Dün onun için otonomiyi dillendirmek gerektiği üzerinde durdum. Barzanîler otonomiden bağımsızlığa geçiş için kapı oklarken Türkmenler niye onun bunu kuyruğu olsun.

Irak'ta Türkmenler büyük acılar yaşadılar, katliama uğradılar, cemiyet liderleri idam edildi.

Önce Türkmenlerin okumuş ileri gelenleri kara listeye alındılar. Evleri basıldı.

Kerkük'ün idarî yapısı değiştirilerek başka unsunlar yönetime getirildi.

Türkçe ya­yınlanan gazetelerin yayınlanması yasaklandı. Bu gazetelerin yazarları ve idarecileri ile Kerkük'ten sürüldü. Çok insan tutuklandı. Şehirde Türkçe konuşmaya bile yasak getirildi.

Böyle zulmün ardından ne geleceği çok açıktı ve nitekim geldi. Komünist Barzanîciler, Irak ihtilâlinin birinci yıldönümü şenlikleri sırasında 14 Temmuz 1959 günü saldırıya geçtiler. Üç gün üç gece insan kıydılar. Evleri, dükkânları yağmalandılar, Irak güvenlik kuvvetleri hiç oralı olmadı, sadece seyretti.

Ama sonra intikam alındı. Irak Hükûmeti Türkiye'nin de baskısıyla katliamcılardan 260'ını tutukları ve 28'ine idam cezası verdi. Türk fedailer de zaman içinde, 40 katliamcıyı, bir bir cezalandırdı.

Barzanîler yanında PKK'lıların da gözü Kerkük'te. Irak'ta,

Türkiye, bizden başka hiçbir kapısı olmayan kim varsa hepsini gözetmelidir.

*

Hicran Göze Hanımefendi'nin "Yahya Kemal ve Atatürk" kitabından bahsetmiş ve İsmail Müştak Mayakon'a dair tespitlerini vermiştim. Bana bir not gönderdi. Not şahsıma. İzninizle, bir "edebî taltif" örneği olarak buraya almak istiyorum:

"Kıymetli yazar Arslan Tekin Beyoğluma,

Dualarımla beraber teşekkürlerimi sunduktan sonra bilhassa belirtmek isterim ki niyetim sizi bunca meşgaleniz arasında yazarak zahmete sokmak değil, sâdece mesleğiniz icabı bir gün lâzım olur diye düşünmemdi.

'Sağcı' parantezine alınarak okunmaması için karşısına duvarlar örülmüş yazarlar arasına sokulmuş olduğumdan da zaten kitapları az ama özkişiler tarafından okunmuş ve gene onlar tarafından yazılmaya lâyık görülmüş bir kişi olarak da benim ve kitaplarım hakkımda yazılanlar beni hep şaşırtmıştır. Ben fakiri şaşırtan nadir kişiler arasına girmeniz itiraf edeyim ki doksanına merdiven dayamış bu yaşlı kadını tabii ki çok memnun etmiştir.

Başarılarınızın artarak devam etmesi ve daima yürümekte olduğunuz doğru yolda sebat etmeniz duasıyla…"

H. Hicran Göze

Yazarın Diğer Yazıları