Kendimize “Şükürsüz” mü dedirtelim!..
Hemen söylemeliyim ki fakir edebiyatı yapmıyorum.
Hem fakirin parası olmadığı için mutlu eden bir edebiyatı olur muymuş hiç!..
Edebiyatı olsa bile, öyle keyifle mi okunur?
Okunsa bile okuyanı üzmekten başka ne verir ki?
*
Demem o ki; “Fakir, çocuğunu rahat okutsun…”
Her yıl tatile gidemese de olur!..
Hatta hafta değil de -her gün et yesin isterim amma- biliyorum, yiyemeyecekler, bari on beş günde bir yiyebilsinler.
*
Kendime de onlara da üzülüyorum!..
“Fakir hep fakir bırakılmamalı” diyorum.
“Arada bir üstüne başına bir şeyler alabilmeli…
Kışlık giysilerini hem kışın hem yazın giymemeli; yazlık giysileri de olmalı yazın giyeceği” diyorum.
*
Demem o ki fakir; “Geçmişte bir yüzüğünden başka bir şeyi olmayan bir başka fakir gibi de zenginleşsin” demiyorum.
Demiyorum, ama hiç olmazsa şöyle başı dik, arada bir gönüldaşlarının ziyaretine gidebilsin istiyorum fakirin!..
*
Pazarını…
Bakkalını…
Manavını…
Fırınını zengin gibi değil amma -gönlünden geçirdiği gibi de olamasa da- yapabilsin, istiyorum.
Hani gözün göremediği fakir, fark edilsin istiyorum.
*
“Ay başında aldıkları maaşla ay içinde harcayacakları birbirine denk gelsin ki o zaman da bu fakir başka bir şey istemez” diyorum.
Çok şey mi istiyorum?
*
Günün sonunda fakire ve dahi emekliye, ölüm gösterilip, sıtmaya razı edilmesin istiyorum.
*
İstiyorum ki fakir, el âlemin eline bakmasın…
Oğlunun kızının, gelininin gözüne baksın da onlara umut olsun istiyorum,
Ee!.. Bunu da artık bu AKP görsün istiyorum!..
“Nereden ve nelerinden tasarruf edeceklerse, etsinler de fakiri sevindirsinler.” diyorum.
*
Siyaseti pek bilmeyiz de canımızı acıtanın da “Siyaset olduğunu biliriz.” demeye getiriyorum…
Artık öğrenelim, diyorum…
Pazarı yükselten de siyaset…
Fiyatları yükselten de…
Emekliye 1 kilo yiyeceği yarım kilo aldıran da siyaset.
*
Ne diyor Eskişehirli bir emekli:
“Bir kilo alacağına yarım kilo alıyorsun” diyor,
“Öyle yapıp da kahretmesin kendini işte” diyeceğim ya, “Bizdeki siyasetin bizi kahrettiğini görün.” diyorum.
*
Ama gelin görün ki
Görmek istemeyince gönül,
Baksanıza, günbegün eriyor ömür…
Bu durum hem kimin umurunda,
Fakirin kendisinden başka… (YA)
*
Ne diyelim…
Başımıza gelen fakirliğe “Şükür” diyelim, şükredelim!..
Şükretmeyelim de kendimize ‘Şükürsüz’ mü dedirtelim!..