Kendi "üst aklı"mızı kayıp ettik
Gayet iyi hatırlıyorum... Rahmetli Ahmet Kabaklı bir konuşmasında, "Türkiye on kitapta anlaşamıyor" demişti...
On kitapta anlaşamadınız mı toplum olarak asgari müşterekleriniz yok demektir. Ve ülke olarak toplumsal sorunları çözemezsiniz. Çünkü sizi birbirinize bağlayacak kesişim kümesi yaratacak değerler sistemi parçalanmış demektir.
Meselâ, Kur'an'da anlaşamıyoruz...
İnanırsın inanmazsın o başka...
Ama dersin ki "evet Kur'an benim toplumumun inanç kaynağıdır ve ben ona saygılıyım. Onun değerlerini kabul ediyorum. Fakat ben inanmıyorum. Kimse beni ona inanmaya zorlamasın..."
Seni anlarım...
Nutuk'ta anlaşamıyoruz...
Dersin ki "arkadaş ben Kurtuluş Savaşını önemsiyorum. Lideri Mustafa Kemal'dir. Ancak ben Mustafa Kemal'in felsefesini beğenmiyorum. Ancak ona düşmanlık yapılmasına da karşıyım."
Seni anlarım...
"Fuzulî bizimdir... Bakî de... Ancak ben bu tür şiirleri pek sevmem" dersin.
Seni anlarım...
Yakup Kadri, Orhan Veli, bizimdir... Ömer Seyfettin, Halide Edip de bizimdir..." dersin... Sonra kalkar "fakat ben daha çok Ömer Seyfettin'i benimserim; yahut, Yakup Kadri'yi hepsinden çok severim" dersin...
Tamamdır.
Gene seni anlarım...
Hatta...
Hatta dersin ki: "Nazım Hikmet bizdendir. Ama ben Necip Fazıl'ı ondan üstün tutarım... Solculuğundan hiç hoşlanmam... Yahut ben, Necip Fazıl'ın dindarlığından, sağcılığından hazzetmem" dersin...
Olabilir...
Seni anlarım...
Mehmet Akif, Peyami Safa.. vb...
Say sayabildiğin kadar.
Bizimdir.
Lakin görüşlerine katılmadığımız yanlar elbette vardır.
Olabilir.
Ama bizimdir.
Onları sahipleniriz. Düşman bellemeyiz. Kinimiz yoktur.
Bu farklılıklarından dolayı seni anlarım...
Kabullenirim...
Ancak söyler misin?
PKK seninle benim her ikimizin ülkesini silahla bölüp parçalamak isterken bunun yaptıklarını "barış" ya da "demokrasi" gerekçesiyle ihaneti nasıl haklı görebilirsin?
Birinci Dünya Savaşı'nda bizimle savaşan bütün ülkeler, sanki yüz yıl öncesini şimdi yaşıyormuşuz gibi yeniden Ermeni meselesini parlamentolarına getirerek Türklük ve Türkiye aleyhine oylarken, sen nasıl kendi ülkeni ve tarihini suçlar, itilaf devletleriyle birlikte olursun?
İşte bunu anlamıyorum...
Almanya'da ve diğer itilaf devletlerinin hepsinde sol düşüncede olan partiler yok mu?
Var!
Dindarlığı öne çıkaran partiler yok mu?
Var!
Liberalizmi, sağcılığı üstün tutan partiler yok mu?
Var!
Peki, onları millî meselede birlik yapan şey bizi neden yapmıyor?
Oralarda neden çok büyük bir çelişki yok...
Onların ülkesinde köşe yazarları neden millî meselesinde birleşiyor da, bizimkiler birleşmiyor?
Çünkü Batı'nın "üst aklı" var: Felsefe!
Evet, Fichte, Kant, Hegel gibi çağını aşan filozoflar ve düşünürler Almanya'nın "üst aklı"dır...
Hobbes, Mill, Russell gibi çağını aşan filozoflar da İngilizlerin "üst aklı"dır.
Sen, Farabî'yi, İbn-i Sina'yı defterden silip attığın gün "üst aklını" da kayıp ettin ki, hâlâ farkında değilsin...
Ne demişti Kabaklı; "on kitapta anlaşamıyoruz"... Aklımızı kayıp ettiysek nasıl anlaşacağız?