Kemal Bey'i astıranlar!

Nisan ayına girdik... Bir 10 Nisan var, bir de 24 Nisan... 24 Nisan'da Türkiye'de "Hepimiz Ermeni'yiz Grubu" Taksim Meydanı'na çıkıp yas tutacak mı?

10 Nisan... Kemal Bey'in, sırf Ermeniciler istedi, sırf İstanbul'a çıkartma yapan İtilâf Devletleri istedi diye, Padişah'ın emriyle Ermeni tehcirinden mesul tutularak asıldığı gün. Yıl 1919. Bu dönem çok karmaşık. İttihatçılar yenildi ve ekâbir yurt dışına kaçtı. Türkiye'dekiler ise tutuklanıp Şimdiki İstanbul Üniversitesi avlusundaki Bekirağa Bölüğü'de hapsedildiler. İçlerinde Boğazlıyan Mutasarrıfı Kemal Bey de var. Mahpuslar daha sonra Malta'ya esir kampına götürülecekler. Ama Kemal Bey hariç. Onu darağacına götürdüler.

İki hatıradan o meş'um günü vereceğim. İkisi de Kemal Bey'in idamına şahitler. Birincisi Ahmet Ağaoğlu'nun... 12 Nisan 1919 tarihli günlüğünde anlatıyor:

"Koğuşumuza Boğazlıyan Mutasarrıfı Kemal Bey'i getirdiler. Terbiyeli, na­zik ve münevver bir gençtir. Zavallı geceleri uyuyamıyor. İki hanımı, birçok çocukları vardır. Halbuki hapishanede bile geçinmek için vasıtası yoktur. Bi­çare bedbaht genç, sabahlara kadar düşünüp durmaktadır. (...) Bugün saat yedi buçuğa doğru bizi derinden sarsan bir hâdise oldu; bir­denbire zavallı Kemal Bey'i muhafızlığa aldılar ve orada idam hükmünün padişah tarafından tasdik olunduğunu kendisine tebliğ ettiler ve derhal müt­hiş ameliye icra olundu. Ameliye Beyazıt Meydanı'nda icra edildi; hemen bizim gözümüz önünde oldu. Pencerelerden bakıyorduk, darağacının uçlarını görüyorduk. Herkes ağlıyor, hapishane memurları, zabitler ve biz ağlıyoruz. Neferler küfürler sa­vuruyorlar; padişaha, hükümete lanet ediyorlar. Ben de derinden sarsıldım; gözümün önünde zekâsı, terbiyesi, aklı ve metaneti ile herkesin dikkat ve alâkasını celbetmiş olan bir Türk gencinin birdenbire yarım saat içinde imha edilmesi, bana idam cezasına karşı beyanı güç olan bir nefret ve haşyet hissi verdi! (...) Müslümanlar böyle bir hükmün verileceğine intizar etmediklerinden [beklemediklerinden] ceza mahalline gelmemişlerdi. Ermeniler anlaşılıyor ki dünden haber almışlar ve kısas meydanına bir cemi gafir [alelade kalabalık] halinde toplanmışlardı. Kemal Bey'i ip üzerinde müstehziyane alkışladılar. Seyrek Müslüman seyircilerden birisi 'Kemal Bey metanet!' diye bağırdı; ve hakikaten bedbaht genç emsali ender metanet göstermiş, Müslümanlara hitaben: 'Yazıklar olsun' diye bağırmıştır ve masum olduğunu yeminlerle teyit etmiştir. (...) Ailesi için hiçbir şey bırakmayan bu bedbaht gencin çocukları için mahpuslar arasında bir liste açıldı ve 1300 lira toplandı! (...) Alemdar gazetesi bugünkü nüshasında Kemal Bey'in idamından bahse­derken diyor ki: 'İttihatçıların evlâdı yetim, kadınları dul kalmalı ve hanümanları [ev barkları] sönmelidir.' Aynı nüshada Ermeni patriği Zevan Efendi'nin bir beyanatı dercedilmiştir. Bu beyanatta Zevan Efendi diyor ki: 'Anadolu İttihatçılar ile dolu kalır­ken Ermeniler müsterih olamazlar. Ermeniler Venizelos'la teşrik-i mesai et­mektedirler, âtilerinden [geleceklerinden] emindirler. Kafkasya Ermenilerinin 60 bin munta­zam ve 20 bin milis kuvvetleri vardır ki bütün düşmanlarını kahretmek için kâfidir. Ermenistan'ın payitahtı Trabzon'dur!'" (Ahmet Ağaoğlu, Mütareke ve Sürgün Hatıraları, Doğu Kitapevi, 2. bs., İstanbul 2013, 62-63).

Ağaoğlu'nun bahsettiği Alemdar gazetesi Millî Mücadele'ye karşıydı ve İngilizlerle iş birliği içindeydi.

Bir hatıra daha var... Yarın vereceğim.

Yazarın Diğer Yazıları