Kazanmaya mecburuz
Türkiye, kararlılığını gösterdi ve Suriye'ye bir daha girdi. Şimdiye kadar PKK'dan ve IŞİD'den temizlenen alandan 7,5 kat daha büyük bir alan, PKK'dan temizlenecek. Cerablus, El-Bab, Afrin gibi yerlerde nispeten engebeli alanlar vardı. Yeni hedef alınan yerler daha düz.
Askerimize ve askerimizle birlikte hareket eden bütün mahallî güçlere Allah'tan muvaffakıyet diliyorum.
Bizim için harekât elzemdi. Tehlike yakın zaman için de, uzak zaman için de çok büyüktü. ABD (ardında elbette İsrail var) uzak ve yakın hesaplarla PKK/YPG'ye destek verdi. "Kürt" demeleri bahane. Marxist militan grubunun Kürtlerle ne alakası olabilir?! Etnisite kullanılmaktadır sadece.
Destek "mazlum"a ise, mazlum olan bütün Suriye halkı. Neden bir etnisite adı kullanılarak PKK/ YPG'ye destek sağlanıyor? PKK/YPG'nin işgal ettiği alanlardan en az 500 bin etnisite sürülmüştür ve bunların 200 bini Kürt'tür.
Yakın hedef PKK'ya öncelikle bir otonomi kurdurmak. Uzak hedef ise, İsrail'in emellerine ulaşması, için Türkiye'nin zayıflatılması ve hatta bölünmesidir. Bunu hiç kimse inkâr edemez.
İsterdim ki, Suriye'nin kuzeyine harekât, tamamen yerli güçlerle olsun ve Türkiye sadece organizasyonu yürütsün.
İslâm ülkeleri parça parça. Birçoğu ABD'nin (hâliyle İsrail'in) uydusu. ABD/İsrail, Suudî Hanedanı'nı ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) daha çok İran'la korkutarak, üzerlerinde hâkimiyet kurdu.
ABD/İsrail, Arap aşiretlerini kendi taraflarına çekmek için, Suudîleri, emirlikleri kullandı. Para akıttırdı. Aşiretlerin bir kısmını satın aldırdı.
Ne zamandır, Suudî Hanedanı'nın bir bakanı, PKK/YPG kontrolündeki bölgeye ABD'li yetkililerle birlikte giderek, aşiret liderlerinin aklını çelmek, PKK/YPG'ye destek sağlamak için faaliyet yürütüyordu.
Türkiye de, aşiretleri elde tutmaya çalışıyor. Bilmem kaçıncı defa aşiret liderlerini bir araya getirdi. Pek netice çıktığını düşünmüyorum. En son, harekât başlamadan bir gün önce, Azez'de toplanıp kır alanda nutuklar attılar.
Esas olan, o toprakların mukîmlerinin kendi alanlarına sahip çıkmalarıdır. Türkiye zorlamasa, bir araya gelecekleri de yok. Parça bölük olunca, yutulması kolay. Bunu neden hesap edemiyorlar?! Aşiretçilik böyle bir şey!
"Aşiret" dediğin an gruplaşmadan da bahsetmiş oluruz. Çağımızda, aşiret kültürü, aşiret bağı ne derece güçlü bilemeyeceğim ama insan yine de kendi aşiretine dayanmak istiyor ve bir arada yaşamayı, birbirini kollamayı düşünüyor. Ama bir araya gelip, bütünü sahiplenmeyi bir türlü akıllarına getirmediklerinden birbirlerini kollamaktan, birbirlerini kıskanmaktan hedef birliğine varamıyorlar.
Türkiye ne yapıp edip, bu aşiretçilik meselesini halletmelidir. Bir araya gelmeyeni mimlemeli, zamanı gelince gereğini yapmalıdır!
Türkiye, harekâtı, ABD'ye rağmen, Avrupa ülkelerine rağmen yürütüyor. Ancak, şunu da akıldan çıkarmayalım: Biz ne ABD, ne Avrupa ülkeleri olmadan yapabiliriz. Kendi başımıza kalmamız mümkün değil. Onların bizi tehdit edecek unsurları çok fazla, bizim ise hemen hiçbir şeyimiz yok.
Onun için, asıl bölge halkının "Ne ABD, ne İsrail, ne Rusya, ne İran!" demeleri gerekir. Çabamız o yönde olmalıdır.
Bi-avni'llahi Teâlâ kazanacağız.