Kaşıkçı dosyası... Bu kaçıncı geri vites?

Cemal Kaşıkçı cinayetinde neticenin böyle olacağı belliydi. Önce atarlanırlar, sonra boyun eğerler.

Suudî Arabistanlı Kaşıkçı''nın katli planlı programlı. Maktule randevu veriyorlar. Hemen Riyad''a haber uçuruyorlar: "Av tuzağa düşecek. Atlayın gelin."

Bilmiyorum, "Yanınızda kesici âletler, testere falan da getirin." dendi mi?! Getirmişler ki, kayıtlarda testere sesi duyuluyor.

R. T. Erdoğan ne demişti:

"Bunlar dünyayı enayi zannediyor, insanları enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir. Yargılayamıyorsanız, suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için bunu İstanbul mahkemelerinin uluslararası hukuka göre yargılaması gerekir. Gönderin, biz yargılayalım."

R. T. Erdoğan ABD gazetesi Washington Post için bir yazı da yazdı. Öyle bir yazı ki, Kaşıkçı''nın katlini 11 terör saldırısından sonraki en büyük olay sayıyor. 11 Eylül 2001 terörünün önüne geçirmemesi de ABD''ye ayıp olmasın diye herhâlde! Bildiğiniz gibi Usâme bin Lâdin''in adamları ABD''de İkiz Kuleler''e ve Pentagon''a uçak çakmışlardı.

Recep Tayyip Erdoğan''ın Washington Post''daki yazısından bir bölüm:

"Washington Post gazetesinde köşe yazarlığı yapan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı''nın öldürülmesi, 11 Eylül terör saldırılarını saymazsak, 21. yüzyılın en büyük ve tartışmalı olayı sayılabilir. Zira 11 Eylül''den beri hiçbir olay, uluslararası düzeni bu denli tehdit etmemiş; dünyanın kabul ettiği kurallara meydan okumamıştır. Aradan bir yıl geçmesine rağmen cinayetle ilgili bildiklerimizin hâlâ sınırlı olması ise uluslararası toplumun üzerinde düşünmesi gereken üzücü bir gerçektir. Suudi gazetecinin ölümünün tüm yönleriyle aydınlatılıp aydınlatılmayacağı, çocuklarımızın nasıl bir dünyada yaşayacağını belirleyecektir."

Bu yazıyı okuyanlar, Suudî Hanedanı''nın bile silinip atıldığını görürler.

Suudî Hanedanı Ankara''yı köşeye sıkıştırmak için hamle üzerine hamle yaptı. Türkiye''den ithalatı en aza indirdiği gibi, Körfez emirliklerini de kendi yanına çekti. Diktatörler birbirlerinin aynasıdır. Başka türlü hareket beklenemezdi.

Türkiye, ekonomik dar boğaza girdi, Ankara Kaşıkçı davasını, Suudîlere teslim etmek mecburiyetinde kaldı, diyorlar, karşılığında gelecek milyarlarca dolardan bahsediyorlar. Bunların hepsi doğrudur. Önceden Riyad''la görüşüldü, ithalat ambargosunun kalkması istendi. Türkiye için bu bir imtihandı. Rakamlara bakın, Türkiye''den ithalatları eski seviyele geldi ve hatta geçiyor. Bu deneme başarılı olunca, "Hadi biraz da bize para verin" dendi. Parayı da alıyorlar. Almasalar dosya gönderilmezdi. Kaşıkçı cinayeti Suudî Hanedanı için bir baş ağrısı. Öyle ki; kral naibi Muhammed bin Selman''ın ileride tahta oturmasını bile tehlikeye atacak bir dava.

Dikkatinizi bir başka noktaya çekeceğim, Cinayet 2 Ekim 2018''de işleniyor. 17 Ekim 2018''de, Suudî Hanedanı, PKK''ye 100 milyon dolar yolluyor. Haberi okuyalım:

"Riyad yönetimi Suriye''de terör örgütü DEAŞ''tan kurtarılan bölgeler için vermeyi taahhüt ettiği 100 milyon dolarlık yardımı, Pompeo''nun dün Suudi Arabistan''a düzenlediği ziyaret sırasında ABD''e hükümetine ait hesaplara yatırdı. / Trump yönetimi söz konusu mali desteği uzun süredir talep ediyor olsa da tahsilatın Pompeo''nun muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı''nın İstanbul''daki Suudi Arabistan Konsolosluğu''nda kaybolması olayıyla ilgili ziyarete denk gelmesi dikkati çekti." (Dünya, 17 Ekim 2018).

PKK''ya destek sonra da devam etmişti.

Cemal Kaşıkçı''nın uğruna canını verdiği nişanlısı şimdi mahkeme mahkeme dolaşacak ama netice alamayacak. Saray sonunda ona da "Uskut!" çekecek.

Yazarın Diğer Yazıları