Kanunun yanında olmak

Şaşıracaksınız ama ben de "Aysel Tuğluk''a özgürlük!" diyorum.

Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan''ın avukatıydı. Kendisini İmralı''daki duruşmalarda gördüm. Anlatacağım.

Aysel hâlen mahpus. HDP''li=PKK''lı bir yerden uç verir ve mahpushaneyi boylar.

Güvenlik güçlerine taş atarken yayınlanan fotoğrafları hâlâ gözümün önünde. Militan tarafı da var yani.

Hapishanede hastalanmış. Birileri kampanya başlatmışlar: "Aysel Tuğluk''a özgürlük". 52 ülkeden 6 bin imza toplamışlar. Yakında imza 10 bin olur, 20 bin olur...

Aysel''e itibar da PKK''dan dolayı. O bir etnikçi, o bir Marxist kalıntısı, o bir Abdullah Öcalan''ın avukatı, o bir askerlerimize taş atan olmasaydı, "özgürlük" kampanyası düzenlenir miydi ve onun için kaşarlı isimler imza verir miydi?

1128 imzalı sözüm ona "Barış" bildirisini hatırlatacağım. Kimse inkâra, tevile kalkışmasın, PKK''yı savunmak için Kandil''le uyumlu yayınlandı. Güneydoğu''da neredeyse bağımsızlıklarını ilân edeceklerdi. Büyük çatışmalar çıktı. Çok insanımız şehit düştü. HDP''liler hendekler önünde toplanmış, "bağımsızlık" bildirileri okuyor, yarısı yurt dışından, en fazla sayı Boğaziçi Üniversitesi''nden -imza merkezi de orası- 1128 prof., doç, dr, doktora öğrencisi Türkiye Cumhuriyeti''ne meydan okuyor; PKK''nın hendekçilerine "Direnin aslanlarım, arkanızdayız!" demeye getiriyor.

Bu bildiriye karşı ağır yazdık. PKK''ya tavır koyan siyasîlerimiz de ağır konuştular. Çok sayıda öğretim üyesi fakültelerinden atıldı. Sonra ne oldu? Hemşehrim Hüsnü''nün Anayasa Mahkemesi, bildiri için, "Aşırı ama fikir hürriyeti." dedi çıktı. Hüsnü''nün başında olduğu AYM''nin 1128 imzalı bildiriyi meşrulaştırması, hiçbir ülkede görülmeyecek bir skandaldır. Benim dikkatimi çeken, AYM''nin kerhen hükmünden sonra, bildiriden dolayı daha önce söylemedik söz bırakmayan R. T. Erdoğan''ın hiçbir söz etmemesi. Bu bende şüphe uyandırıyor. "AİHM nasıl olsa ''ifade hürriyeti'' diyecek, bizim AYM, baştan ön kessin. Tazminatla falan uğraşmayalım." dediler ve el altından haber uçurdular. Çünkü böyle bir bildirinin ifade hürriyeti kalıbı içine sokulamayacağını biraz izanı olan bilir.

"Aysel Tuğluk''a özgürlük" kampanyası ile 1128 imzalı bildiri arasında bir paralellik olmadığını kimse söyleyemez.

Mesele sadece "hasta" Aysel''i kurtarmak için kamuoyu oluşturmak değil. Önce bunu bilelim.

Aysel bahane PKK şahane!

Aysel 1999''da, İmralı''da A. Öcalan''ı savunan avukatlar arasındaydı. İmralı''daki Konuk kitabımızda şehit yakınlarını savunanları da, A. Öcalan''ı savunanları da tek tek yazdım. Ne konuşulduysa, bizzat not aldım. Aysel 3., 5., 7., 8., 9. duruşmaya katıldı. Benim notlarımda söz aldığına dair bir bilgi yer almıyor.

Aysel''e "özgürlük" isteyenler, örgütlü bir çalışma içindeler.

Adli Tıp Kurumu, Aysel''in rahatsızlığının hapis yatmasına mâni olmadığına dair bir rapor vermiş. Nedir, ne değildir bilmiyorum. Daha önce Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu''nun "Cezaevinde kalamaz" raporu varmış.

Şunu samimiyetle söylüyorum, Aysel Tuğluk''un bir rahatsızlığı varsa hapishaneden çıkarılmalıdır. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir.

PKK-severlerin 1128 imzalı bildirisini AYM akladığına göre, üniversiteden atılanların vazifelerine dönmeleri gerektiğini de yazdım.

Aynı şekilde ciddî rahatsızlığı varsa, Aysel Tuğluk hapisten çıkarılmalıdır.

Kimsenin değil; kanunun yanındayım.

Yazarın Diğer Yazıları