İttihat ve Terakki kongreleri

Tarih okumalarımda, İttihat ve Terakki Fırkası'nın (partisinin) kongreleri hep dikkatimi çekmiştir. Tartışıyorlar, esaslı kararlar alıyorlar. Belki bin yılın hesabını yapıyorlar.

Bunda düşünen, fikir üreten, yazan insanların fırka içinde aktif olmalarının büyük rolü elbette tartışılmaz. Meselâ Ziya Gökalp merkez-i umumî azası. Bir tarafta da Sait Halim Paşa var. Üstelik ikisinin "değer" öncelikleri farklı. Ama aynı yerdeler. Şimdiki particilikle, İttihat ve Terakki'yi zinhar kıyaslamayın! Kıyaslarsanız kullukla şahsiyetçiliği kıyaslamak gibi bir şey olur!

İttihatçıların ortaya çıkışı, teşhisi 1915'te Viyana Kongresi'nde "hasta adam" olarak teşhis konan Osmanlı'nın zeval bulmaya başladığı yıllara rastlaması büyük şanssızlığı diyeceğim ama zaten siyasî hareketler ihtiyaçtan doğar. "Hasta Adam"ın sağıtılması gerekiyordu. İttihatçılar hastayı sağıtmak için meydana indiler.

İttihatçılar bir şeyi keşfettiler: Başlangıçta anasırı bir arada tutma hesabında olsalar da, şuuraltında asıl kime güveneceklerini biliyorlardı: Türk unsur. Kurucu unsur, aynı zamanda neden kurtarıcı unsur olmasın! Bu Türk unsuru sakın ha "ırk" olarak düşünmeyin. Kurucularını araştırsanız görürsünüz... Farklı farklı etnisitelerden gelmeler. Ama bir çatı altında toplanıyorlar. Bu çatıya bir ad verilmesi gerektiğinin idrakinler. Kuruculuk bir, çokluk iki, dil hâkimiyeti üç... Türk'ü esas almayıp da neyi esas alacaklar! Her bir etnisitenin gideceği bir yer, takılacağı bir olta var. Türk unsur kendiyle hemhâl.

Mustafa Kemal de İttihatçılardan gelmiştir. Balkanlarda nasıl faaliyet gösterdiğini ara ara Nutuk'ta anlatır. İttihatçı fikir, bir yerde yönetimi tekrar ele alıyor. Enver Paşa o sıra nerede? Orta Asya'da Türklerin pişdarı! Biri Anadolu'da öncü, biri Orta Asya'da yani!...

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin (sonra fırka) asıl 1911 kongresi üzerinde durmak gerekir. Osmanlıcılıktan Türkçülüğe evrilmenin ana sebepleri tartışılıyor. Onu bir başka yazıya bırakarak Akçuraoğlu Yusuf'un (Yusuf Akçura) 1913 kongresine dair bir değerlendirmesi üzerinde duracağım.

Akçura, Türk Yurdu'nun bir ara yayın müdürü idi. Çoklukla haberler onun kaleminden çıkar. Makaleleri dışında haberler ve haber değerlendirmelerinde ya "Türk Yurdu" imzasını koyar ya "A. Y." imzasını. Çoğu da imzasızdır.

"Türklük Şuûnu" genel başlığı altında imzasız "Osmanlı Bulgar sulhu" üzerinde dururken, ikincisinde A. Y. imzasıyla "İttihat ve Terakkî Cemiyeti'nin Yıllık Kongresi" başlığı altında kongrede sunulan raporları değerlendirir.

Kongrede mufassal bir rapor sunulmuştur. Akçura'nın yazdığına göre raporun birinci kısmında bir önceki yılın siyasî hâdiseleri ayrıntılı işlenir. İkinci kısmında iktisat, maarif, terbiye, milliyet ve fırka (parti) meseleleri söz konusu edilir.

Bu değerlendirmelerde bir şey dikkatimi çekti: Akçura "Fırka dâhilinde reis olmak isteyenler adedince hizipler teşekkül edebilir." diyor. İngiltere'den de örnek getiriyor.

Akçura'nın bu kongre değerlendirmesi üzerinde biraz daha duracağız.

İttihat ve Terakkî'nin hemen her kongresi ayrıntılı. Bir 1916 ve 1918 (son) kongreleri var ki, siyasîlerimiz bu kongrelerde neler olduğunu ne kadar biliyorlar? Onlar için kapı aralayacağız. (Yarın devam).

Yazarın Diğer Yazıları