‘İstiklal Marşı ve ırkçılık’ (1)
Selahattin Demirtaş İstiklal Marşı’ndaki “ırk”ı ırkçılıkla eş tutmuş. Selahattin diyor ki:
“Fakat bugün İstiklal Marşı... Herkes öyle hissetmeyebilir. Herkes öyle düşünmüyor olabilir ama bir ırkçı dayatma olarak da yapılmamalı. ’Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal’diyen bir marştır. Hangi ırktan söz ediyor o? Yıl 2015. Şüphesiz Akif bunları yazdığında belki başka duygu ve düşüncelerle yazmıştı ama etnik kimliklerin, ırkın, mezhebin, dinin, inancın bu kadar çoğulcu bir toplumda bir arada yaşamasını savunduğumuz bir dönemde, ben sorgulayalım tartışalım demiyorum ama okumayana da ’Sen nasıl okumazsın!’diye linç kampanyası da yapılmasın.”
“Linç kampanyası da yapılmasın.” buyurmuş Selahattin! Yapılacaktır, yapılmalıdır! Bu tiplere dünyaları dar edilmeli, söyleyecek sözleri kalmamalıdır! (Bizim onlar gibi silâhla işimiz olmaz; sözle diyorum, yazıyla diyorum!)
Bu ülke kurulurken bütün etnik unsurlar aslî unsurun etrafında çevrelendiler ve birbirlerinin ruhunu soludular. Bir beden oldular. İstiklâl Marşı, bu solunmuş, emilmiş, kaynaşmış ruh atmosferinde yazılmıştır.
İstiklâl Marşı’nın TBMM’de kabul ediliş tarihi 12 Mart 1921’dir. Bu TBMM, Birinci Meclis’tir. Demirtaş, Birinci Meclis’i çok iyi incelesin!
Bilmiyordur muhtemelen: Millî marşımızda “Türk” sözü yoktur.
Yine bilmiyordur: Âkif önce İttihad-ı İslâm diyordu. Beyhude çaba olduğunu gördü. Müslümanların birleşeceği, dayanaşacağı yoktu. Zaten tarihin hiçbir döneminde de birleşmemişti. Âkif’in babası Arnuvut, annesi Buharlı Türk. (Belki de Tacik. Buhara’da Tacikçe yaygındır. Taciklerin asılların Türk olduğunu bana, Buhara’da, söylemişlerdi.). Âkif bir Türk milliyetçisidir! Âkif’in Türk milliyetçiliğini bir kitabında delillendirdim. Tekrar tekrar yazmak istemiyorum. Ara bul Selahattin Demirtaş! Sizin gibilerin en büyük eksikliği, gerçeklerle yüzleşmemek için bizleri okumamanız. (Senin büyük şefinin İmralı’daki duruşmalarının bütün ayrıntılarını yazan tek gazeteci de benim. Kitabımın kaç baskı yaptığını bilmiyorum bile... Ama yine senin ve gibilerin haberi yoktur!)
Nesin sen Selahattin? Zaza. Eşin Figen hanım ne? Türk. Büyük şefinin dibini karıştırsan ne çıkar? Duruşmalarda kulaklarımla duydum, “Annem Türkmen’dir.” dedi.
Sizler ideolojik girdapta debelenip duruyorsunuz. Maksat Türk düşmanlığı olsun.
Taha Akyol’un çok önemsediğim bir yazısı var. Onun yazısının başlığını benim yazımın da başlığı. Taha Bey, Selahattin’in kastını dün köşesinde tenkit etti. Ancak daha önce yazdığı yazısına atıfta bulunmadı.
Hrant Dink de zamanında aynen Selahattin gibi konuşmuştu. Taha Bey, onu tenkit ederken, doyurucu açıklama getirmişti.
Eski bir Türkiye Komünist Partisi/Maxist Leninist (TKM/ML) mensubu olan Hrant Dink’le, Marxist örgüt PKK’nın uzantısı HDP’nin eşdeş başkanı Selahattin Demirtaş’ın İstiklal Marşı’na karşı birleşmeleri, birinin Ermeni oluşu, diğerinin kendisini Zaza görüp Türk’ten ayrı sanması değildir; fikrî temelleridir. (Bakmayın siz “ırk”a takıldıklarına... İstiklal Marşı’na karşıyım diyemeyecekleri için bir “kılçık” aramak istemişlerdir.)
(Taha Akyol’un yazısını yarın ele alacağım.)