Kasım ayından beri artan faizlerden istifade etmek için Türkiye'ye gelen 'Tefeci Sermaye' tam 15 milyar dolar getirmiş. Buna bağlı olarak dolar/TL 200 günlük ortalaması olan 7,30'a doğru geri çekilmeye başladı. Ancak bu düşüş kalıcı olacak mı, işte soru işareti bu.
Aslında sorunun cevabını yukarıda verdik. Türkiye'ye gelen sermaye 'Girişimci Sermaye' yani fabrika kurmak, iş yeri açmak için gelen kalıcı sermaye değil. Bu nedenle iktisadi tarihimizde defalarca gördüğümüz üzere, yine en küçük iç veya dış şokta arkasına bakmadan kaçacaktır. Zaten gelen paranın kompozisyonuna baktığımızda, swap dediğimiz belirli süreli ödünç paraların çoğunlukta olduğunu görüyoruz.
Türkiye tarım ve sanayide reform paketleri açıklamış olsa, buna istinaden sermaye gelseydi, dolar/TL'deki bu düşüşün kalıcı olacağını söyleyebilirdik. Ancak durum tersi…
Piyasalardaki cicim ayları şu veya bu şekilde bitecek. Çünkü işaretler Türkiye'yi yöneten zihniyetin değişmediğini gösteriyor. Konuştuğumuz iç ve dış yatırımcılar bize şunları söylediler:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Demirtaş kararı bir yabancı için oldukça önemli. Burada kimse yanlış anlamasın, baştan söyleyelim: Konu, Demirtaş haklı, haksız, hain, yurtsever meselesi değil! Yabancı yatırımcı diyor ki: Eğer ben Türkiye'de birileri ile ters düşersem, şirketim ters düşerse, iç yargı sonunda dış mahkemelere intikal eden dosyada, Türk Anayasası tarafından da kabul edilmiş olan AİHM kararını veya tahkimleri dinlemeyecek misiniz?
Bakın konu Demirtaş değil! Bir kez daha belirtelim! Siz Türkiye olarak kafanıza göre hukuk uygulaması yapıyorsunuz. Standart yok. Deniz Yücel'i alıyorsunuz, Merkel bastırıyor bırakıyorsunuz, (Deniz Yücel'in alınması doğrudur-yanlıştır tartışmıyoruz!) Rahip Brunson alınıyor, Trump bastırıyor bırakıyorsunuz. Türkiye'de kanunların uygulanmasındaki keyfi durum, kişilerin kaderlerinin bir şahsın dudağında olması yabancı yatırımcıları ürkütüyor.
Şunu yapın saygı duyalım diyorlar: Bu ülkede uluslararası anlaşmaların yeri yok, kanun biziz, biz de ona göre davranalım…
Konuşan yabancı işadamları şunu söylüyor: Ben şirketimin bir gün elimden alınması kaygısı taşıyorum!
Eğer siyasi istikrar olsaydı, yukarıda kaygılarını belirttiğimiz işadamları haksız olsalardı Volkswagen, Türkiye'deki şirketini tasfiye eder miydi?
Volkswagen, Ekim 2019 tarihinde Manisa'da kurduğu şirketi tasfiye etme kararı aldı. Tasfiye ilanı Manisa Sicil Gazetesi'nde yayımlandı. Bu değerli yatırım Slovakya'ya kaptırıldı. Çünkü Türkiye güven vermiyor…
Türkiye'nin istikrarsız dış politikası, bazen Çin'li, bazen Rus, bazen Amerikalı politika New York'da başına bela açmak üzere. New York Federal Mahkemesi'nde yargılanan bir kamu bankamızın istinaf mahkemesine yaptığı tüm itirazlar reddedildi. Kuvvetle muhtemel seri yargılamalar sonucu bankamıza bir ceza geleceği dedikodular arasında…
Biden yönetimi Türkiye'nin yönü belli olmayan dış politikasına Trump kadar sevecen olacak mı? Olmayacağı çok net… O zaman dolarda cicim ayları bahar başında bitecek demektir… İşte o zaman tefeci sermaye topuklarken Allah bu milletin yardımcısı olsun...
