İsrail’in dayısı ABD ya çökerse?
Her doğuşun bir batışı vardır. İbn Haldun bunu bir vetireye bağlar ve “ihtiyarlama çağı” diye tavsif eder. İhtiyarlama, yani yavaş yavaş sona gelme vetiresinin kademelerini, tâ 700 sene önce, pek güzel anlatmıştır.
Sovyetler dağıldı... Rusya Federasyonu da bir gün dağılacak.
Ya Amerika Birleşik Devletleri?
Eyaletler hazır; her birinin kendi iç kanunları var... Dağılışları da pek zor olmaz.. Sovyetlerin, Çekaslovakya’nın, Çek ve Slovakya, Sırbistan’ın, Sırbistan ve Karadağ olarak ayrıldığı gibi, her eyalet kansız ayrılabilir.
***
İngiltere’nin ve ABD’nin en güçlü olduğu zamanda arz-ı mev’ûd’da yani vaat edilmiş topraklarda, yani Filistin’de İsrail devleti kuruldu... Bu devletin kuruluşu akıl dışıdır. Yahudiler, hemen alınmasınlar. İsrail’le de, Yahudi’yle de hiçbir alıp vereceğim yoktur.
Niye İsrail buraya geldi devlet kurdu demiyorum... Güçleri yetiyorsa, şartları müsaitse gelip kurarlar.
Ancak...
“Ev ev üstüne kurulmaz” sözünü bilirsiniz...
Yahudiler, şartlar oluşmadığı hâlde evi ev üstüne kurmuşlardır. Evin sahiplerinin çektiği ıztırap tarif edilecek gibi değil...
Ya Yahudilerin çektiği ıztırap diyeceksiniz?
Evet onlar çok fazla ıztırap çektiler... Hitler neredeyse Avrupa’da Yahudi bırakmadı... 6 milyon insanın ölümünden bahsediliyor.
Yahudiler kendileri “mazlum”ken, başkalarını “mazlum” ettiler.
***
Dünyanın ortasına üç büyük dinin kutsal saydığı mekâna gel devlet kur!
Neyine güveniyorsun? Dayılarına mı? Dayılarının gücü varsa destek alırsın, gücü yoksa?
En büyük dayı ABD... Nereye kadar dayılık yapacak? Dağıldığı an, İsrail çok güç şartlarda kalacak... Bir müddet daha elindeki nükleer silâhlarla idare eder ama nükleer silâhı kullanacağı alan kendi sınırlarının hemen ötesi... “Düşman” ını bitirirken kendi de biter.
Bizim tahmin ettiğimiz olabileceklerin çok daha fazlasını tahmin ediyorlardır ve tedbirlerini ona göre alıyorlardır. En büyük kozları “güç” sayesinde caydırıcılık... Ama buna güvenmesinler. Bir gün bir “deli” çıkar ve bir boş anlarında ortalığı ateşe verir, kendisini de yakar onları da.
Ben, Netenyahu’yu, Ehud Barak’ı akıllı ve tecrübeli sanırdım. İsteselerdi Mavi Marmara’yı sühûlet ve sükûnetle yolundan çevirebilir, kimsenin burnu kanamazdı. Gemiye beceriksizce baskın verdiler. 9 Türk’ü nâhak yere katlettiler, birçoğu yaraladı.
Bu hatalar çevreyi daraltır... “Dayı” bile, öyle bir an gelir ki, çare olmaz.
***
ABD’nin neden İsrail’in “emrinde” olduğunu gösteren rakamları yayınlamışlar.
“-ABD’de Yahudi nüfusu yüzde 2’dir. Ama dolar milyarderlerinin %50’si Yahudi.”
-Yahudi lobisinin seçim bağışı miktarı 56.8 milyon dolar. Arap lobisinin bağışı ise sadece 800 bin dolar.
- ABD’nin en güçlü lobileri İsrail’in çıkarına çalışır.
- Yahudinin gücünü bildikleri için ABD başkan adayları İsrail’e giderek Ağlama Duvarı’da poz verirler.
***
Harvard Kennedy School of Government’ın dekanı Stephen Walt ve Chicago Üniversitesinden John Mearsheimer’in, 2006 yılında yayınladıkları 83 sayfalık rapor ortalığı ayağa kaldırmıştı. Rapor, İsrail’in Amerika’yı her alanda ablukaya aldığını ve Amerikan yönetimlerinin İsrail’in çıkarına olmayacak hiçbir eyleme imza atamadıklarını ortaya koyuyordu.
“-ABD, İsrail’e her yıl İsrail’e 3 milyar dolar yardımı
yapıyor.
-ABD’deki önde gelen üniversitelerde profesörlerin yüzde 20’si, büyük hukuk firmalarında çalışanların yüzde 40’ı, yazar ve yönetmenlerin yüzde 59’u, ABD’nin en önemli 200 entelektüelinden yüzde 50’si Yahudi.” (Uğur Koçbaş, Vatan, 29 Eylül 2011)
Yahudilerin basın-yayın organlarındaki gücünü söylemeye gerek yok!
***
Bu güç nereye kadar?
Hitler durup dururken gelmedi. Hitler öncesinde, Almanya’da Yahudilere dair yayınlara bir göz atın isterseniz... Eski dergi yayınlarıyla ilgileniyorum ya, 1922’ye ait bir dergiyi okumuştum. Almanya’da Yahudilere karşı yazılmış romanları ele almış. Şurada açıklasam hayretler içinde kalırsınız.
Ya ABD dağılır, ya halk artık “yeter!” derse?
Sonucunu düşünmek bile istemiyorum!