'İslâmcı' hükûmetler ne getirdi?
Konda araştırma şirketi, cemiyetteki 10 yıllık değişmeye dair bir rapor açıkladı.
Tartışılan bu rapor, İslâmcı hükûmetlerin son 10 yılda aldıkları mesafeyi ölçüyor.
Dindarların azalmasını, ateistlerin çoğalmasını şimdilik bir tarafa bırakalım... Yüksek yüksek binalara bakalım...
Ev sahibi olanların oranı yüzde 74'ten yüzde 66'ya gerilemiş. Kiracıların oranı yüzde 21'den yüzde 29'a çıkmış.
Apartman sayısı artmış ama... Apartmanda oturanların oranı yüzde 33'ten yüzde 59'a yükselmiş. Kıyamet alâmeti! Anadolu'da bilinir... Yüksek binalar kıyametin yaklaştığını gösterir. Mutlaka bunu bir ayete, bir hadise dayandırmak gerekir. Bulurlar da. Âyet yok; hadis var:
"Kıyamet alametlerinden biri de, yalın ayak, çıplak, yoksul koyun-keçi çobanlarının binaları yükseltmekte birbirleriyle yarış ettiklerini ve böbürlendiklerini görmendir."
Buharî ve Ahmed bin Hanbel nakledince, insan bir duraklıyor.
İslâmcı hükûmetler hep bina yapmak istemişlerdir. TOKİ bunun için kurulmuştur. Elbette insanlarımızın ev sahibi olmaları arzu edilmiştir. Neyse... Dibini karıştırmayalım. Kokusu pis!
Endülüslü Kurtubî, İslâm ilim tarihinde bir menzildir. 13. asırda yaşamıştır. Tefsiri müfessirlerin elinin altındadır. O yüksek binalar için şöyle der:
"Bundan maksat, çölde yaşayan göçebelerin ortalığı istila etmeleri ve zorla ülkeye sahip olmaları sonucu durumun değişeceğine dair haber vermektir. Böylelikle bunların malları çoğalacak ve bunların bütün gayretleri yüksek binalar yapmaya ve bunlarla övünmeye doğru yönelecektir."
Kurtubî ayrıca, döneminde bu tür övünmelere şahit olduğunu da ekler.
"İslâmcı" kaynaklarda, binalar ve zinalar eş tutulur. ("İslâmî kaynaklar" demiyorum!)
"Muhteşem Vaaz Hoca" (Kendi sitesinde, kendisine yakıştırdığı sıfat!) Nurettin Yıldız, bu hadise dayanarak döktürüyor. AVM'lere karşı, yüksek binalara karşı...
Hâlbuki hadisin izahı "Muhteşem Vaaz Hoca"nın izahı gibi değil!
Bu hadis sahih mi? İlmî çalışma yapanların metinlerine de göz attım. Bu hadis "Cibrîl hadisi" olarak geçiyor. Sonradan Cibrîl olduğu öğrenilen kişi Hz. Peygamber'den İslâmın ve imanın şartlarını, kıyametin işaretlerini öğrenmek ister. Sonra Hz. Peygamber'in sözlerini tasdik eder ve ayrılır. İlmî çalışma yapanlar "Geneli itibarıyla bu hadisin sahih ve meşhur olduğunu söylememiz mümkündür." derler. "Mümkündür"le bir ihtiyat payı bırakırlar ve hatta "tevatür" olabileceğini de ifade ederler.
Mal-bina sahibi olamayanlar, Hz. Peygamber'in dilinden bir hadis uydurmuş olmasınlar!
Yüksek binaların inşası Mehdî'nin çıkışının bile alameti görülmüştür!
Bu hadis sahihse zenginlikte yarışmayı ve hak yemeyi, ihtiraslar yüzünden dinin gereklerinin unutulmasını ancak ifade edebilir!
Gelin görün ki, ortalık hocaları, yüksek binalara savaş açarlar.
Arabistan'ın zenginliği... Kabe'nin etrafını gördünüz mü? Ben çok önce gördüm. Binalar daha yeni yeni yapılıyordu. Şimdi fotoğraflarına bakıyorsunuz, Kabe'ye abanmış binalar... Din amaçlı değil, kâr amaçlı. Hemen hepsi zengin hacıların ayaklarını uzatıp Kâbe'ye tepeden bakmaları için! Dinin tevazusu, mahviyeti nerede kaldı?
Hz. Peygamber kastetse etse bu kibri, bu böbürlenmeyi kasteder.
Konda'nın araştırması "İslâmcılar"a bir işaret!
Anlayacaklar mı?!