‘Irkçılar’ın ipliğini pazara çıkartacağım! (1)
“Nefret söylemcileri”, köşemde geçen hafta, güya cevap haklarını kullandılar. İstesem, o yorumlarını vermez, mahkemede uğraştırırdım. Gerek yok. İstedikleri zaman kendilerince “düzeltme ve cevap” gönderebilirler.
Benim maksadım, “nefret söylemcileri” nin gayesinin ne olduğunu halkımızın bilmesidir. Hakkımızda, sitelerinde istediklerini yazıyorlar, ona da “proje” diyorlar. “Türk düşmanlığı” olduğu müddetçe “destek” alınması her zaman mümkündür. Nitekim, Almanya ve İngiltere ilk elde destekliyor. “Beslendikleri” kuruluşların adı da sitelerinde yazılıdır.
Size bir hususu hatırlatayım: Zamanında, ABD’de faaliyet gösteren bir vakfa, “insan hakları” ile ilgili ben de müracaat etmiştim. Maksat içyüzlerini anlamaktı; ama, gerçekten destek verselerdi, kendimce önemli gördüğüm bir çalışma yapacaktım. Çalışma alanım yurt dışındaydı. Birkaç defa o ülkeye gitmiş ve insan haklarıyla ilgili bir proje hazırlanması gereğine inanmış, zemin de hazırlamıştım. ABD’li vakıf da şuradan aklıma geldi: Şimdi PKK/BDP milletvekili olan eski Dev-Genç’in son başkanının iş ve fikir ortağı bir kadın -ki kadının kocası “aydın” sıfatı takınarak Başbakan R. T. Erdoğan’la “PKK açılımı” nı başlatabilmek için Ankara’da görüşen 12 kişi içindeydi- PKK ile mücadele eden askerlerimizi küçük düşürmek maksadıyla bir kitap yazmak için o vakıftan destek almıştı. Vakıf benim teklifimle hiç ilgilenmedi, cevap bile vermedi. Tahmin ettiğim netice...
***
Niye bunları yazıyorum? “Türk düşmanlığı” yapanlar mutlaka dışarıdan bir destek bulabiliyor. Bunu tecrübeyle de gördüm.
“Nefret Söylemcileri” Hrant Dink Vakfı’yla beraber. Hrant’ın ismini kullanıyorlar. Müteveffa adına çok üzülüyorum. Sağ olsaydı keşke... Asla kendisini kullandırtmazdı. Ailesi, bunun önüne geçmeliydi/geçmelidir. Maalesef, ailesini de oradan oraya sürüklüyorlar. Hrant, atılgandı, cerbezeliydi. Bana ilk söylediği kelime “diyalog” idi. “Nefretçiler” in her söylediklerini köşeme taşımamın bir anlamı budur ve her taşımada müteveffanın sözü aklıma gelir. Hayatta olmadığı için, “olumsuzluklar” üzerinde durmayacağım. Yeri geldi, ağır tenkit ettim. Hrant’ın e-postalarını karıştırırlarsa göreceklerdir, aleyhine olabilecek şeyleri kendisine sormuşumdur.
***
Hrant’ın adına hareket eden “Nefretçi” grup, benim bütün yazdıklarımı çarpıtmıştır. Kendi çıkarlarına uygun yorumlamış, “yabancılar” dan aldıkları maddî desteğin, onlar adına “boşa gitmediğini” göstermişlerdir!
“Düzeltme ve cevap” diye gönderdikleri yazıda, daha girişte “suç” işliyorlar:
“Arslan Tekin ... ısrar ile etnik kimlik vurgusu yaparak, ayrımcı, düşmanlık ve nefret içeren, hakaret eden ve gerçeğe aykırı ifadeler kullanmakla kalmamış aynı zamanda Hrant Dink cinayetini olumlayan, özendiren, şiddet eylemlerini meşrulaştıran tehditkar ifadeleriyle de ceza yasasında suç olarak tanımlanan çok sayıda maddeyi ihlal etmiştir.”
Yukarıdaki ağır bühtanın cevabı yarın. Nasıl “ırkçılık” yaptıklarını göstereceğim. Sonra sıra “uzman” görüşüne gelecek..