İmralı’da aracılık kavgası
Dünkü yazımın sonunda “Ben de İmralı’ya gittim.” demiştim. Sık yazdığım için köşemi takip edenler bilirler (Bilgiler yalnız bizde olduğu için sık yazmak gerekir!). İmralı’da 1999’da dokuz duruşma yapıldı. Abdullah Öcalan idama mahkûm edildi. Altı duruşmayı adada takip ettim, üçünü de adanın bağlantı iskelesi Mudanya’da... Hiçbir yerde bulmanız mümkün olmayan ayrıntılar “İmralı’daki Konuk” kitabımdadır. Altıncı baskısı bu ay içinde Paraf Yayınları’ndan çıkacak (bin sayfa). Bunu özellikle belirtiyorum. O duruşmalarda yaşananları, bütün argümanların açılımlarını bilmeden, iddiaları, savunmaları, sorguları okumadan, hele hele A. Öcalan’ın hâlet-i ruhiyesine dair bir kanaat sahibi olmadan hiçbir şeyi görüşemez, hiçbir şeyi tartışamazsınız, hiçbir neticeye varamazsınız! Baştan “kült lider”(!) görüyorsanız, diyecek sözüm yoktur. (Kitabı tarafsız yazdığımı PKK’nın avukatları bile belirtmişlerdir!)
Öcalan’la daha önce görüşülmek istenmemiş miydi? İstendi. 1993’te, bir o yana bir bu yana, ama neticede hep o yana oynayan Talabanî gibi birini Turgut Özal aracı kıldı. Öcalan’ın “Mam Celal”i Talabanî’nin nasıl aracılık ettiğini, bizzat kendi ağzından sadece kitabımda okuyabilirsiniz. Eğer bulabilirseniz ve Arapçanız varsa o zamanki El-Vasat dergisinde! Ben de oradan aldım. Bunu anlatmayacağım, duruşmalara geleceğim. Duruşmada “aracılık” meselesi salonda kavga çıkarmış, o zaman manşetlere taşınmıştı.
***
Kavganın çıktığı duruşma 4 Haziran 1999 günü idi. Öcalan’ın avukat Kemal Bilgiç söz almış ve aracılık meselesi üzerine şunları söylemişti:
“1993 barış görüşmeleri, ordu ve askerlerin girişimleri dosyaya konsun. Sanık ifadesinde, aracılık eden isimlerden bahsetti. Celâl Talabanî, Cengiz Çandar, Necmettin Erbakan, İlnur Çevik, Tansu Çiller, Alev Alatlı, Yalçın Küçük, Selim Okçuoğlu, Recep Doğaner, Sabri Ok ve İsmet Sezgin’in dinlenmesini istiyoruz. Özgür Bakış gazetesinde İsmet Sezgin’in: ‘Asker, sivil pek çok kişinin PeKeKe ile temas kurduğu’ sözleri yayımlandı. Gazeteci Mehmet Ali Birand, Güneri Cıvaoğlu, Fatih Altaylı, Ertuğrul Kürkçü, Ragıp Duran, Behçet Avşar, Doğu Perinçek, Rafet Ballı, Ahmet Türk, Siyami Erdem, Akın Birdal ve Sedat Yurttaş’ın tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Şimdi salonda bulunan Fatih Altaylı 1997’de Öcalan’la görüştü. Zaptı vardır. Sanık: ‘1993’ten beri PKK’yı siyasî zemine çekmek istiyorduk’ dedi. (Ali Fırat) adıyla (yazıların başlıklarını okudu) yazdı. Gerilla demokrasinin çağrı gücüdür. Öcalan, ‘Üç ayda PeKeKe’yi dağdan indiririm’ demişti. Şüphe edilmişti. ‘PeKeKe’nin Başkanlık Konseyi’nin aldığı kararda Öcalan’ın barış ve kardeşlik çağrısına paralel ifadeler bulunuyor. 2 Haziran 1999’da yaptığı açıklamada ‘Büyük savaş yapanlar, büyük barış yapmasını da bilirler’ denilmiştir.”
Bu sırada şehit yakınları ve avukatlarının itirazları yükseldi... Avukatlardan Şevket Can Özbay, Hanifi Altaş, Fethi Yıldız itirazlarını şiddetlendirdiler.
Salonda: “Neyin savaşı, kime karşı” sesleri duyuldu. Şevket Can Özbay ayağa kalktı:
“Bunları dinlemek istemiyoruz. Apo’yu taraf yapıyorlar. Asabımız bozuluyor. Toleransınıza sığınarak örgüt propagandası yapıyorlar. Müsaade etmeyin. Bildiriyi alıp dosyaya koyunuz. Sanık avukatı Tansu Çiller’in de dinlenmesini istemiştir. Çiller’in ilgisi yoktur. Kasıtlı olarak adını geçiriyorlar. Adı çıkarılsın!” (Yarın devam.)