İmamoğlu'yla iftar
Gazetemizin yazarları ve yöneticileri olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu''yla önceki akşam, Emirgan Korusu''nda, Beyaz Köşk''te iftar ettik. Davet sahibi İmamoğlu''ydu.
Davette bir anekdot anlattı. Bu ramazanda, öğle üzeri CHP''li bazı ilçe başkanları, yöneticilerle bir araya gelmişler. İçlerinde oruç tutamayanlar/tutmayanlar da varmış. Birkaç kişi. Çay kahve içiyorlarmış. O sıra kalabalık içinde bir dalgalanma olmuş. Meğer biri telefonuyla olup bitenleri görüntülüyormuş. İmamoğlu''nu da oruç yerken yakalamak için fırsat gözlüyormuş. Görüntüleyen yaşını başını almış 57 yaşında biri. Yakınında olanlar müdahale etmişler. CHP''li değil; Reisçiymiş. Maksadı, "İşte görün! İmamoğlu ve arkadaşları oruç yiyorlar!" diye dünya âleme duyurmakmış. Sonra adam yaptığından pişman olduğunu söylemiş ve özür dilemiş.
İmamoğlu, biliyorsunuz, Kur''ân okur. Sekiz yaşından beri oruç tuttuğunu söyledi.
İftar öncesi ve sonrasında çok şey konuşuldu. Herkesin çizgisi belli. Siyasete girilmedi. İBB''nin yaptıklarından ve yapacaklarından bahsedildi.
Toplu taşıma araçlarına büyük mücadeleden sonra yüzde 40 zam yaptırılabildi. Öğrencilerin aylık kartı 78 liradan 109 liraya çıkarıldı. İmamoğlu''nun aleyhindeki kurul zamma nihayet evet demişti. Sonra bir kılçık atmak akıllarına gelmiş veya telkin edilmiş olmalı ki, bu defa öğrencilere yapılan zammı iptal ettiklerini açıkladı. İmamoğlu, kararı imzalamayacağını söyledi.
Ayrıntıyı öğrenmek istedim. İmamoğlu''nun hep yanında olan danışmanı Murat Ongun söze girdi. Masrafların artmasından, motorine ve benzine aşırı zamlardan bahsetti, her şeyin fiyatı artarken, toplu taşımanın fiyatının artmamasının düşünülemeyeceğini söyledi. İETT''nin her ay 400 milyon lira sübvanse edildiğini ekledi. Murat Ongun, "Şu anda taşıma fiyatının 12 liraya çıkarılırsa ancak denge kurulabileceğini" söylemesi beni şaşırttı. Masraflar öylesine katlanmıştı.
Ekrem İmamoğlu da, öğrenciler için zammın geri alınmasının mümkün olmadığını özellikle belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi''nin beklenmedik büyük farkla kaybı, Saray''ı çok kızdırmıştı. Saray mukîmi İmamoğlu''nun görüşme isteklerini her defasında geri çevirdi. "Demokratik" bir ülkede cumhurbaşkanının ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanına sırtını dönmesi düşünülebilir mi?!
Ne yazık ki hınç, insanın gözüne perde indiriyor. Hatırlar mısınız? 2019''da İmamoğlu kesin zaferini ilân ettiğinde, Reis Bey bir konuşmasında âdeta yağmur yağmasın diye duası etmişti. O zaman da yazmıştım: "Gelen haberler hayra alamet değil. Üç ay gibi bir süre sonra havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru yürüyor. Benzer şey Ankara için de geçerli..."
Demek istediği; "İstanbul ve Ankara bizden gitti, Yüce Rabbim ceza veriyor!"
R. T. Erdoğan 1994''te yüzde 25,19 oyla belediye başkanlığını, CHP''li Nurettin Sözen''den almıştı. CHP''liler zamanında kuraklık vardı. R. T. Erdoğan başkan oldu yağmur yağdı! Allah''ın bir lütfu!
Aslında kendisinde keramet olduğunu söylemek istiyor. Geçen yıl kuraklık vardı… Zarar herkese, bu yıl ise kar ve yağmur bol. Fayda yine herkese. Keramet aranabilir mi?!
İmamoğlu, iftarda, Atatürk Havaalanı''nın "millet bahçesi"ne dönüştürülerek nasıl tarumar edilmek istendiğinden, milyarlarca dolarlık makinelerin nasıl çürüğe çıkartıldığından da bahsetti.
Bu konuşmalar sırasında şunu düşündüm. Düşmanlık kime yarar? Hükûmetin herkesin hükûmeti olması gerekmez mi?