İlle de ahlâk… ille de ahlâk!..
Ben onu bunu bilmiyorum kardeşim, kim olursa olsun önce kendini bilecek…
İlmini bilecek…
İrfanını bilecek…
Yaptığını ve yapamadığını bilecek.
Aksi halde bu nice görev almaktır.
*
Öyle demiyor mu Yunus Emre:
“İlim, ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır.”
*
Ben de öyle diyorum işte…
Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır…
*
Günümüzde diplomalar pek de iş görmüyor.
Hikmet; dersi veren hocada, bir de dersi alanda!..
Kişinin kendisinde yani, diplomada değil.
Diplomaya o değeri veren de yine kişinin kendisi.
Ortaya koyduğu beceri.
*
Yunus Emre’nin söylediklerine bakar mısınız, neyi anlatıyor?
“İlim ilim bilmektir…” diyor.
Doğru. Ben diyorum ki:
“İnsan, insan bilmektir…”
O diyor ki:
“İlim kendin bilmektir…”
Ben diyorum ki:
“İnsan kendi olmaktır.”
O:
“Sen kendini bilmezsen...”
Ben:
“İnsan olduğunu fark edememişsen.”
Yunus:
“Bu nice okumaktır.” diyor.
Ben de aynısını söylüyorum zaten.
“İnsan olduğunu fark edememişsen, bu nice okumaktır…”
*
Demem şu ki internet gazetelerinde; şu günlerde devletin birçok yönetim kadrolarına atanan, insanların, atandıkları görevlerle ilgili eğitimi ve tecrübeleri olmadığını, bu yüzden de liyakatsiz atamaların yapıldığı, ya da yapılıyor olduğu haberi var.
*
Bence hiç de haber değeri taşımayan bir haber bu?
Doldurma haber anlayacağınız?
Niye?
Çünkü yıllardır bu ülkede yapılan ve yapıldığı bilinen bir şey.
Bunun üzerine niye konuşalım ki?
*
Niye biliyor musunuz?
Eğer yirmi yıldan fazla bu ülkeyi yöneten bir iktidar, sahiden de Yunus’un yazdığı dörtlükteki gibi olsalardı, bugün memleket böyle olmazdı.
İlim, ilim bilmek olurdu ve ona göre yapılırdı…
İlmi yapan kişi, yerini ve haddini bilir, bildikçe de tevazu gereği başını eğerdi.
İlmi gibi kendini de bilmeye başladığında, yanlış yaptığı bir işi düzeltir, aynı yanlış birçok kez yapılmazdı.
Yurdum insanı da bugün üç kuruşa bel bağlamaz, muhannete de muhtaç olmazdı.
*
Memleket bu noktaya niye geldi?
İlimi boş verdiğinden…
Bilimi boş verdiğinden…
Kendin bilinmediğinden geldi…
Başka neden gelmiş olabilir ki…
*
İlimden tasarruf edildiğinden …
Bilimden tasarruf edildiğinden …
İnsandan tasarruf edildiğinden geldi.
Ve tabii bir de itibardan tasarruf edilmediğinden!..
*
Yine de ben diyorum ki…
İlle de ahlâk… ille de ahlâk!...
*
Niye diyorum biliyor musunuz?
Ahlâk adaleti içinde saklar çünkü…
İçinde saklar ki o adalet, ahlâkı korusun.
*
Ahlâk ve adalet olmayınca da kim kimi içinde saklayacak…
Kim kimi koruyacak söyler misiniz?
O zaman da liyakat-miyakat hak getire…
Ve maalesef bugün ve yıllardır da böyle!..