İktidar, İmralı'dan bir şey mi umuyor?
Bütün ağırlığını PKK''yı bitirmeye ver; halkın desteğini arkana al, sonra "Abdullah Öcalan" deyince, dudaklarında tebessümler uçuşsun!
HDP''nin varlığını demokrasinin gereği görenler, Abdullah Öcalan için "Tecrit kalksın!" eylemine nasıl ve niçin geçtiklerini bir incelesinler. Sonra, Saray da A. Öcalan''dan bir beklentisi varsa, ne olduğunu ortaya koysun.
PKK''nın öncü isimlerinden Duran Kalkan 7 Haziran''da emir yağdırıyor: "Çok açık ki, bu noktada demokrat olmanın tek ölçütü, -sözde- faşizmin söz konusu zihniyet ve siyasetine karşı çıkmaktır. Bu da somut olarak 12 Haziran günü yapılacak Büyük Gemlik Yürüyüşüne katılımda ve desteklemede kendini gösterecektir. Kimin gerçekten demokrat ve Kürt dostu, kiminse antidemokrat ve Kürt düşmanı olduğu gerçeği net bir biçimde açığa çıkacaktır."
A. Öcalan, Türkiye''ye getirildikten sonra verdiği ifadede, Duran Kalkan için: "Pratik alanda güçsüz, eğitim ve ideolojik söylemde güçlüdür." demişti.
Duran Kalkan''ın adı geçmişken, bir not daha ekleyeceğim. PKK''nın, eski "Diyarbakır bölge sorumluluğu, Tunceli''de eyalet komutan yardımcılığı (Komutan ise Şemdin Sakık''tır.)" sıfatlarıyla gazetelerde haberleri çıkan Nevzat Çiftçi''yle konuşmuş, PKK''daki Ermenilik meselesini sormuştum. Cevabını aynen veriyorum: "Öcalan''ın babasının Ermenilik meselesi söz konusu olmadı. Ama PKK''nın önde gelen iki ismi Urfalı Ferhan kod adlı Hasan Atmaca ile Adana Kadirli''den Duran Kalkan Ermeni''dir. Ancak Ermenilik örgüt içinde, konuşulan veya öne çıkarılan bir mesele değildir." (Bkz. Arslan Tekin, İmralı''daki Konuk)
Duran Kalkan''dan emri alan HDP milletvekilleri hemen hareket geçiyorlar, devşirebildikleri mahdut sayıda PKK/HDP''lilerle "Serokumuza tecrit kalksın!" yürüyüşü başlatmak istiyorlar. Polis önlerini kesince, saldırıya geçiyorlar. HDP kapatılırsa, aktifleştirecekleri BDP''nin milletvekili Salihe, polise yumruk atıyor.
Bu saldırı ilk değil. Tunceli''de HDP milletvekili Alican Önlü, PKK militanı bir kadının cenazesinde polisi taşlıyor.
Daha geriye gidersek, şimdi, rahatsızlığından dolayı hapisten salınması istenen -eğer rapor verilmişse, çıkması gerekir- HDP''li Aysel Tuğluk Suruç''ta polise taş atarken görüntülenmişti. Daha öncesi Sabahat Tuncel adlı HDP milletvekili Tunceli''de polis şefini tokatlamıştı. Hapis ve para cezası aldı.
Polise kalkan el, devlete kalkan eldir. Bilerek taşlıyorlar, bilerek yumrukluyorlar, tokat atıyorlar.
Saray''ın kalemlerinden Abdülkadir Selvi yazınca kulaklar dikiliyor. Abdülkadir Selvi, bilirim, dürüsttür. Ajitasyona yer vermez. "Öcalan yaklaşık 2 yıldır yakınlarıyla görüştürülmüyor. Kulislerden edindiğim izlenime göre Öcalan''ın yakında bir yakınıyla görüşmesine izin verilecek." diyor ve devam ediyor:
"Öcalan''ın görüşmesine bir defalığına mı izin verilecek yoksa bu belirli aralıklarla devam mı edecek, orasını bilmiyorum. Ama önemli olan bu görüşmeden ne çıkacak? Öcalan, Kandil''e ve HDP''ye bir mesaj gönderecek mi? / Öcalan''la görüşme konusunu yazınca hemen AK Parti yeni bir çözüm süreci mi başlatıyor şeklinde tartışmalar başlatılabilir. Ama peşin olarak söyleyeyim ki öyle bir çalışma da yok, ben de öyle bir izlenim edinmedim." (Hürriyet, 17 Haziran 2022).
A. Öcalan ailesiyle görüşebilir. Kanunda yeri vardır. Ama bir mesaj göndermesinden bahsedilmesi abes. A. Öcalan ne diyecek? "Sevgili militanlarım, sizin saldırılarınız yüzünden beni yakınlarımla bile görüştürmüyorlar. Lütfen saldırılarınızı durdurur musunuz." mu diyecek?
"Çözüm=Çözülme" döneminde neler yaşandığını gördük. A. Öcalan ne istediyse verildi. "Eşbaşkanlık" kanunu bile o istediği için çıkarıldı. Netice? Tavizlerden cesaretlenen PKK "Daha ileri!.. Daha ileri!.." dedi. Neredeyse bağımsızlıklarını ilân edeceklerdi!