'İkiyüzlülüğün Almancası'
1915 Ermeni tehciri tartışmaları, hiç hız kesmedi. Ermeni diasporası, kendi içini kinle şişire şişire bir başka dünyada yaşadığına inanmaya başladı, ASALA''yı kurdu, diplomatlarımızı şehit etti. (Vikipedia''da "Ermeni Kırımı", başlığı altında, tehcir, tartışmasız "soykırım" gibi işlenmiş. Bu maddeyi ASALA''dan biri yazmış olmalı!)
Birinci Dünya Savaşı''nda Almanlarla birlikteydik. Savaşta, birçok birliğin komutanı da Alman''dı.
Ermeni tehcirinde Almanların rolü ister istemez akla geliyor. Türklerle birlikte hareket ediliyor, savaşanın kazanılması gerektiği hesabı yapılıyorsa, içimizde düşman olmaması gerekiyor. Maalesef, bizimle savaşan devletlerin kullandığı Taşnakçı militanlar, Anadolu''nun ortalarında bile isyan çıkartıyorlardı. Bütün ahali zarar görüyordu. Tehcir zarurî bir hâl almıştı.
Dr. M. Engin Çoruh, bizzat Alman belgelerine girerek Almanların ikiyüzlülüğünü ortaya koydu: "İkiyüzlülüğün Almancası-Doppelmoral". Alt başlık: "Alman Arşiv Belgelerine Göre Almanların 1915''de Tehcir Kararının Alınmasında ve Uygulanmasında Rolleri". (Togan Yayınları, 288 s.) (Kitap enine boyuna büyük ve ağır. Hâlbuki, insan okuyacağı kitabı her yere taşıyabilmeli. Bu kitabı ancak masa başında okuyabilirsin. Bu ara notumuz bütün yayıncılar için.)
M. Engin Çoruh''un kıymetli bir çalışma yaptığını baştan belirteyim.
Almanya''da, 2016''da, "Ermeni tehciri" için "soykırım" kararı alınmıştı.
Yazar kitabının "Önsöz"ünde, "Federal Alman milletvekillerinin Alman İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu''nun müttefiki olduğunu, 1915 tarihinde meydana gelen olayları bildikleri halde ses çıkarmadıklarından dolayı kendilerinin de suçlu olduklarını aldıkları kararın gerekçesi olarak gösterdiklerini" yazar ve devam eder:
"Almanların kolonilerindeki yerli halka karşı uyguladıkları katliamlar Osmanlının isyan edip yüzbinlerce insanı öldüren ve ülkeyi bölmeye çalışan terörist Ermenilere uygulamış olduğu tehcir ile aynı konumda değildir ve asla aynı kefeye konamaz. 1904-1908 yılları arasında Almanların Namibya''da uyguladıkları katliamlar bugünün değerlendirmelerine göre tam bir soykırımdır. 1915 tehciri ise Osmanlının vatandaşını ve kendisini korumak için almış olduğu ve daha sonraları BM Ana Sözleşmesinde de belirtilen en tabii hakkıdır. (...) Almanların itiraz huyları bilindiğinden kitabın bel kemiğini içeren konular tamamen Federal Alman Parlamentosu ve Alman Askeri Arşivleri Belgelerine dayanmaktadır. Bu belgelerin yanı sıra Federal Alman Parlamentosu Bilim Komisyonunun konu hakkındaki raporları da çok ilginç olduklarından kullanılmışlardır. Aynı zamanda bütün dünyanın ve Almanların her zaman şahit olarak gösterdikleri Johannes Lepsius''un kitapları, insanlık suçu işleyen Nazileri yargılayan 1945-1946 IMT Nürnberg Mahkemelerinin müttefikler tarafından yayınlanan 42 ciltlik resmi tutanakları, Alman Silahlı Kuvvetleri Başkumandanlığının harp cerideleri, İmparatorluk Almanya''sının askeri arşiv belgeleri, Federal Alman Parlamentosu arşiv belgeleri, Ludwigsburg NS arşivi belgelerinin yanı sıra bilimsel ve objektif olduğu bilinen araştırmacıların eserlerinden de faydalanılmıştır."
Yazar, "Hıristiyanlığa" dikkat çeker:
"Tehcirin soykırım olduğu iddiasını ortaya atan şahıs, kurum ve parlamentoların hepsi iddialarını yalan ve sahte evraklara uzun lafın kısası hiç de güzel olmayan, kirli masallara dayandırmaktadırlar. Bu tip davranışları yalancılık, sahtekârlık, iftiralara dayanan suçlamaların Hristiyanlık inançlarına göre incelememizin gerekli olduğunu bize göstermiştir." (s. 235)
M. Engin Çoruh, itiraz edilemeyecek bir çalışma ortaya koymuştur.
Okumak lâzım.