"İkinci görüşme Selanik'te olmalı"

Yunanistan ile Türkiye hatta Ermenistan ile Türkiye mutlaka barışık olmalı ve hatta aralarındaki sınır şeffaflaştırılmalı...
Gürcistan Cumhurbaşkanı Şevardnadze'nin Tiflis'te bize söylediği: "Türkiye ile aramızdaki sınır kaçakçılar içindir. Rahat girip çıkmalıyız. Pasaporta gerek yok." mealindeki sözünü hiç unutmam. Nitekim birbirimize, kimlik gösterip gidip geliyoruz. Yunanistan'la da bunu arzu ederiz, Ermenistan'la da... Geçmişte, hayatımız iç içiydi. Zarurî şartlar bizleri birbirimizden kopardığı gibi düşman da etti. Burada "düşmanlığı" kimse kendisinde aramasın. Türk'ü silmek isteyenlerin, içimize soktukları nifak, bizleri karşı karşıya getirdi.
Görüşebilmenin, tekrar bilişebilmenin şartları vardır. Kin ve düşmanlığı silmeliyiz. Tarihi geriye döndüremeyeceğimize göre mevcut şartlar içinde bir yol bulmalıyız.
Bugün İstanbul'da Yunanistan'la zemin yoklama görüşmesi yapılacak.
E. Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı deniz hukukunu en iyi bilen askerlerimizden.
Geçen hafta DTCF'lilerin zoom toplantısına davet edilmişti. Geleceğe ışık tutan bilgiler verdi. "DTCF Birlik Buluşmaları" diye girerseniz YouTube'dan takip edebilirsiniz. Ayrıca www. dtcfbirlik.com'da grup hakkında bilgi edinebilirsiniz. Bu tür toplantılar her hafta yapılıyor. Çok faydalı.
DTCF'lilerin bu grubu 12 Eylül öncesi ve hemen sonrasının şartlarında pişmiş, memleket meselelerine kafa yorduğu gibi mücadelesini vermiştir. Biliyorsunuz, ses getiren bir bildiri de yayınladılar: "Turancılık Bildirisi". Böyle bir bildiri ilktir. Rusça, İngilizce, Almanca, Macarca ve diğer Türk şive ve lehçelerine de çevrilmiştir. Aynı sitede görebilirsiniz.

Cihat Yaycı, söze girerken gruba "Zamanında bedeller ödemiş vatanseverlersiniz." demesi arkadaşları duygulandırdı.
Cihat Yaycı, "Mavi Vatan" haritasını çizmiştir.
Üç tarafımız deniz olduğu gibi, içimizde de deniz var. Biz denizle bu kadar iç içeyiz ama, etrafımız çevrili. Üç beş km. ötemizde kayalıklar bile işgal edilmiş. Deniz senin ama sen denizde mahpussun. Ne zaman hamle yapılsa, önüne geçiliyor.

Cihat Yaycı, konuşmasında "Belli bir yere gelirsem, bu memlekete denizlere sahip olmanın önemini anlatacağım." ahdinden bahsetti. Hakikaten anlattı ve "Mavi Vatan"ı yüreğimize nakşetti. Ne yazık ki iç politik hesaplar, onun oramiralliğe ve hatta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na giden yolunu tıkadı.
Böylesi de hayırlı oldu. Tespitleri dar alanda kalmadı. Kimsenin itiraz edemeyeceği görüşlerini herkesle paylaşıyor, halkın baskısını yönetenlerin ensesinde hissetmesini sağlıyor.
Konuşmasında kıta sahanlığı üzerinde durdu: "Bizim kıta sahanlığımız 462 bin kilometre kare. İçimizdeki hainler demeyeyim, cahiller demagojiyle kelime oyunlarıyla halkımızı yanıltmaya çalışıyorlar. Vatan bildiğimiz her yerde hükümranlık haklarımız vardır."

Cihat Yaycı, Yunanistan'la bugün yapılacak görüşmeler için de konuştu.
"Toplantı neden Ankara'da değil de İstanbul'da yapılıyor? O zaman ikinci toplantı Atina'da değil, Selanik'te yapılmalıdır. Bütün görüşmeler mütekabiliyete dayanmalı (...) İlk konuşulması gereken konu silahlandırılmış adalar meselesidir (...) Yunanistan'la Doğu Akdeniz konusunda hiçbir bir görüşme yapılmamalıdır (...) Yunanistan'ın talepleri var. Türkiye de taleplerini dile getirmelidir. Adalar meselesi diyebiliriz. Türkiye kendisinin olan adaların adlarını açıklamalıdır..."
Daha çok şey anlatı. Girip dinlemek lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları