İğrençliği vasıflandıracak kelime bulamıyorum!

Zamanımızda zirve yapan kadınların öldürülmesi meselesi üzerinde bir başka açıdan kısaca durmak istiyorum. Sonra mevcut iktidarın el üstünde tuttuğu, Talibancıların âkildânesi cemaat/tarikatta 6 yaşındaki minicik yavrunun 29 yaşındaki müride peşkeş çekilmesi iğrençliğine geleceğiz.

Bazı kadın derneklerinin "Erkekler bu ay şu kadar kadını öldürdü." notu düşmeleri, haberlerde sık sık "Erkekler yine kadın öldürdü." demeleri, insanı düşündürmeli.

Kadın kim? Erkek varsa kadın var, kadın varsa erkek var. Erkek kadın için baba, kardeş, oğul... Kadın erkek için anne, bacı, evdeş, evlât... Hayatta her iki cinsin kendilerine göre yeri vardır.

Kadın cinayetlerinin %97''si erkekler tarafından işleniyor. Bu rakama bakarak "Erkekler öldürdü" demek, taraf belirlemek ne derece doğru?

Hilkat itibarıyla erkekler güçlü. Çoklukla öldüren erkek. Ama kurtaran da çoklukla erkek. Sokakta kadın dövenlere ilk müdahale eden erkekler. Canlarından bile oluyorlar. Hele bir sarkıntılıkta ilk ayağa kalkanlar da erkekler.

Vatanı korumada, kadın ve erkek fark etmemekle beraber, asıl yükü taşıyanlar erkeklerdir. Gün aşırı şehit haberleri alıyoruz. Şehitlerin kaçta kaçı kadın-kadın asker?

Erkek ve kadın birbirini tamamladığına göre, peşin "Erkekler kadınları öldürdü." demek manasız. Sanki erkek pusu kuruyor, kadınların atış menziline girmesini bekliyor.

Kadın cinayetleri istatistiği ürkütücü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu''nun verdiği rakamlara göre; 2011-2021 arası 3116 kadın öldürüldü. 2022''nin ilk 10 ayında ise öldürülen kadınların sayısı 280''in üzerinde. Bu istatistik "İslâmcı Hükûmet"in de eksi karnesi.

Kadın kurbanların %74''ü eğitimsiz veya ilköğretim mezunu, %6''sı ise üniversite mezunu veya lisans üstü mezunu. Erkek faillerin %77''si eğitimsiz yahut ilköğretim mezunu. Eğitim seviyesi yükseldikçe cinayet, şiddet o derece düşüyor.

Diğer mesele... Saray''ın çok itibar ettiği bir cemaatta/tarikatta 6 yaşındaki kızcağızın telli duvaklı evlendirilmesini, yıllar yılı azap çektirilmesini insanın havsalası almıyor. Bu İslâm dışı, hâliyle akıl dışı iğrençlik karşısında, devletin bütün mekanizmaları harekete geçmeliydi.

Münferit hâdise diye geçiştirilmek isteniyor.

Tarikatlarda/cemaatlerde en tepeye, şeyh dedikleri şefe bağlılık esastır. Kendi içlerinde fetva verilmese böyle bir iğrençlik mümkün mü?

Saray''ın fetvacısı Prof. Dr. Hayrettin Karaman "küçüklerin evlendirilmesi" üzerinde durur. İsmail Ağa cemaatinden/tarikatından bir ailenin cürmü karşısında bir fetva verecek mi? Yoksa eski fetvalarıma bakın mı diyecek?

"Küçüklerin evlendirilmesi" başlıklı yazısından:

"... küçük kızların velileri tarafından -onların durum ve arzularına bakmaksızın- zorla evlendirilmelerinin caiz olduğuna fetva vermek dinimize kötülük yapmaktır ve İslam''ın imajını çirkinleştirmektir." (Yeni Şafak, 1 Şubat 2009)

Tarikat/cemaat mensubu, hiçbir şeyden habersiz 6 yaşındaki yavruya ilişiyor. Üstelik çocuğun anne-babasının rızasıyla.

Yazdıkça öfkem kabarıyor. Bu iğrençliği vasıflandıracak daha ağır bir sıfat arıyorum, bulamıyorum!

Hayrettin Karaman''a "Küçük yaşta tecavüze uğrayan kızın imtihanı ne olabilir?..." diye soruluyor. Cevabı:

"Allah Teâlâ imtihan için küçük yaşta kıza tecavüz ettirmiyor ve bu manada ona, tahammül edemeyeceği yükü yüklemiyor; bunu yapan Allah''a asi olan, imansız ve/veya ahlaksız bir kişidir. Bu kişi muhtemelen dünyada da, ama kesin olarak ahirette ettiğini bulacak, dayanılmaz cezalar çekecektir..." ("Kötülük problemi", Yeni Şafak, 1 Şubat 2021)

Bekliyoruz... Hoca tecavüzcünün tarikatı/cemaati için de fetva verecek mi?

Bütün tarikatlar/cemaatler zan altında şimdi. Meseleye kim el atacak?

Yazarın Diğer Yazıları