İçimden bir ses bunu istiyor...
Biri çıkıp demeli ki: "Hey... Size söylüyorum PKK'lılar... HDP'liler. Demirtaşlar... Bölünmeyi hak sayan sosyalist anarşist Türkler... Tüm ittifak cephesi... Hepinize... Toplayın neyiniz var neyiniz yok bütün gücünüzü... Alın silahlarınızı. Hazırlayın askeri birlikleriniz... Yiğitçe, mertçe, erkekçe... Buyurun er meydanına savaşalım. Yenin bizi. Alın istediklerinizi. Ananızın ak sütü gibi helal olsun..."
Sonra aynı ses tonuyla ilave etmeli...
"İstediğiniz yerde istediğiniz cepheyi kurun. PYD'nizi, PKK'nızı, hatta Peşmergenizi de alın... Yiğitçe erkekçe dövüşün, savaşın ve gelecek nesillere deyin ki 'biz işte buyuz. Erkekçe dövüştük. Türkleri de yendik ve kendimize yurt kurduk...'"
Ama siz öyle yapmıyorsunuz..
Korkak ve sinsi olduğunuz için yola mayın döşüyor, uzaktan patlatıp tabana kuvvet kaçıyorsunuz... Ödlekliği kahramanlık sayıyorsunuz..."
İçimden bir ses bunu haykırmak istiyor...
Gecenin karanlığında karakolda nöbet tutan bir Mehmetçiğe, uzaktan ateş edip sıvışıyorlar... Yolu kesip arabaları yakıyorlar. Güçleri kepçe, dozer, iş makinesi yakmaya yetiyor. Daha geçen gün yine duvara uzaktan kumandalı bomba yerleştirmiş patlatmışlar. Çok marifet gibi 12 yaşındaki bir çocuğu öldürmüşler...
Bütün bu ihanetten kendilerine pay çıkarıyorlar. Ermeni Hınçak komitaları, Taşnakçılar geçmişte ne yaptıysa aynısını tekrarlamaktalar.
Türk milleti, kimi bağrında beslediyse, ona "kardeşim" dediyse, 150 yıllık tarih içinde hepsinden ihanet gördü. Şimdi sıra bunlarda.
İşin garibi onlar da kalleşti.
Hatırlayın... Sarayın önemli mevkilerinde Ermeniler çalışmasına rağmen II. Abdülhamid'in arabasına tuzak kurmuşlardı.
Ta Balkan Savaşlarından itibaren en zor günlerimizde, daima düşmanların yanında yer almışlardı. Hatta, Birinci Dünya Savaşı'nın zor günlerinde Erzurum, Kars, Van gibi illerde Rus ordularının içinde yürüyerek katliamlar yapmışlardı.
Biz de onlara "milleti sadıka" diyorduk. Ne sadakat ama..
Gel bugüne... Şu seçim hükümetinde AB'den Sorumlu Bakan olarak görev alan Türk kökenli olduğu söylenen HDP milletvekili ve daha öncesinde Demirtaş, bu katliamları yok sayarak Ermeni tehcirinde yine kendi devletini suçladı.
Biliyor musunuz? Herkes sahibinin sesiyle konuşuyor.
İtilaf Devletleri'nin söylemini dün terör faaliyetleri ile Ermeni Hınçak-Taşnak ve Rum Pontus çeteleri üstlenmiş yürütüyordu. Bugün PKK.
Hiç şaşırmadım.
İyice takip edin...
Hükümetler bile aynı rolü oynuyor sanki.
Millî kuvvetlere ateş püskürüyor, milliyetçi ateşi söndürmeye çalışıyor, ayrılıkçı güçleri iktidara taşıyor. Mümkün olduğu ölçüde bölücülere şirin görünmeye çabalıyor. Hatta hapisteki teröristten kurtuluş reçetesi almaya çalışıyor.
Kusura bakmayın... Sultan Alparslan'ın vatan topraklarına kattığı Anadolu'yu bin yıl sonra PKK'ya teslim edemeyiz.
Pontus çetelerine teslim ettik mi?
Hayır!
Ne yaptık?
Sakallı Nurettin Paşa komutasındaki askeri birlikler ve Osman Ağa kuvvetleriyle yerle bir edip yok ettik...
Peki, Taşnak ve Hınçakları?
Onları da aynı yöntemle tarihin çöplüğüne gömdük..
Siz, belki de bunun için erkekçe savaşamıyorsunuz... Hep sinsi tuzakları belki de bunun için kuruyorsunuz... Kim ise ağababanız biri size demeli ki: "Haydin... Toplayın bütün silahlı güçlerinizi. Yanınıza yandaşlarınız sosyalist Türkleri de alın... Erkekçe, mertçe cephelerde savaşalım. Sinsice, korkakça ve kalleşçe değil..."