İç iç geç kendinden!

Festivallerde alkollü içecek tüketimi aklıma gelmemişti ama spor müsabakalarında özellikle bira tüketimi ve içki firmalarının sponsorluğunu yazmıştım. Sponsorlar spor camiasını öyle sarmışlardı ki, bir spor gazetesinde alkolün faydaları üzerine röportaj yapıldığını bile görmüş ve tenkit etmiştim. (Bu tür röportajlar para karşılığıdır!)
Eyüp’te Bilgi Üniversitesinin kampusunda dışarıdan bir müzik grubu mu gelmiş ne... O festivale bir bira fabrikası sponsor olmuş. Neden sponsor olunur? Ürettiği ürünün propagandası için...
Öyle bir propaganda yapıyorlar ki, alkol kullanmazsan sen “çağdaş” olamazsın, sen “medenî” olamazsın!
Yine yazmıştım: Bir “büyük” gazetenin “şarapsever” genel yayın müdürü özellikle şarap haberlerinin yapılmasını muhabirlerinden istiyormuş. Bunu o gazetenin içinden öğrenmiştim. Köşesinde de zaten şarap propagandasını neredeyse her hafta yapıyor. Özel zevkidir ama meseleyi haberleştirdiğin, köşene taşıdığın an genelleştirmiş oluyorsun... Çok insan özeniyor. Alkollü içkinin çok tehlikeli sonuçlarını her gün okuyoruz.

***


Yeşilay Cemiyeti daha aktif olabilir. Bilgi Üniversitesindeki içkili festivalde kendisini gösterdi; ama yetmez... Prof. Dr. Orhan Kural’ın, hayatı pahasına (saldırıya uğramıştı) tek başına verdiği mücadeleyi, Yılların Yeşilay’ı sanmıyorum ki versin. Orhan Kural Hoca diyor ki:
“Her şey bir defa ile başlıyor. Gençlerin sevdiği müzik gruplarını da kullanarak oluşan kitleyi propaganda aracı olarak kullanıyorlar. Amaç bu potansiyeli ömür boyu kendilerine müşteri yapmak. Bira sponsorunun olduğu yerde ne içecek diye tepki gösteriliyor. [...] ayrıca tiyatrolara da sponsor. Tiyatrolarda bira mı içiliyor? Sponsoru olunan şey mi içilir muhakkak? Böyle bir hava oluşturuluyor.”
Şimdi soralım:
Sigara mı tehlikeli, alkollü içecek mi?
Benim nazarımda ikisi de son derece tehlikeli... Üstelik sigara “mekruh”, alkollü içecek “haram”dır.

***


Yıllarca insanlarımız şartlandırılmış. Küçük yerlerde düğünlerde mutlaka içki içilmesi gerekir gibi bir anlayış yerleştiğine de şahit oluyoruz. Öyle ki, en muhafazakârların düğünlerinde bile, sadece düğüne mahsus içki veriliyor. Halkımıza, içkinin azı ile çoğu arasında hiçbir farkın olmadığı anlatılmalıdır.
Dindar insanlar, özellikle, “günah” kavramı çerçevesinde alkollu içecek kullanmazlar. Çok değişik çevrelerde “günah” kavramı bazen yadırgatıcı olabilir. Onun için “sağlık”, “müptelâ olma”, kavramları da paralel anlatılmalıdır.
Alkolün önüne hiçbir zaman geçilememiştir. Dinî kaidelerin en koyu uygulandığı düşünülen yerlerde de... Belki oralarda el altından tüketim daha fazladır. Bunu İran’da da, Suudî Arabistan’da da özellikle sordum. İçki her yerde var ama açıkta değil.
(Konu dışı not: Bu tür hiçbir ülkede Kur’ânî yönetim olduğunu düşünmüyorum.)

***


Müşfik ifadeler her kapıyı açar. Her şey “sevgi” ile anlatılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları