Huzurumuz gidişinize bağlı...

Hadi şimdi söyle! İşte tam zamanıdır...

Buyurun söz sizin...

Bak... IŞİD geldi evimizin içinde iki polisimizi şehit etti... Tam zamanıdır.

İtiraf edin...

İslamcılık bitti mi?

Peki ümmetçilik?

Ya, İslam kardeşliği?

N'oldu? Bitti mi?

En başından beri teori miydi?

Yoksa bütün Müslümanları tek bayrak altında siyasi bir birlik içinde toplamak hayal miymiş? IŞİD ile aynı bayrağın altında birleşin de görelim...

Biliyoruz...

Denediniz...

Elinizden geleni yaptınız. İslam'ın bir kanadını Alevi diye suçlayıp, kendinizce yargıladıktan sonda cehenneme mahkûm ettiniz. Öteki kanadını haklılandırıp cennetlik ilan ettikten sonra bütün katil sürüsünü Esad'ın ülkesini parçalamak adına cenaze evine çevirdiniz...

Bu konuya Türkmenleri de ortak ettiniz.

Şimdi size güvenmenin ağır bedelini ödüyorlar.

PYD'liler, dostunuz Büyük Orta Doğu Başkanlığının müttefiki sıfatıyla onları yurtlarından sürüp atıyor.

Hâlbuki size güvenilmeyeceğini birilerinin onlara anlatması lazımdı. Yeterince anlatmadığı, ya da ikna edilmedikleri anlaşılıyor.

Türkmenler, eski Türkiye var sanıyor. Buradan hareketle de ortada ciddi bir ülke yönetimi varsayıyor. Karşılarında gerçek bir Türkiye bulunduğuna inanıyor.

Hâlbuki eski Türkiye bitmiş, Yeni Türkiye kurulmuş ve Amerika'nın dümen suyunda İslam dünyasının karıştırılması ve parçalanmasına yardım eden konuma getirilmiş...

Yeni Türkiyecilerin stratejik öngörüsü "derinlik" diye yutturulsa da, öyle olmadığını aç Suriyelilerin sokaklarda yatışından anladık. Yeni Türkiye'nin kurucu Müslüman, dindar yöneticileri, aldırmadığı, iyi yönetemediği için pek çoğu fuhuş bataklığına saplanmış, kaçmak isteyenlerin botları açık denizlerde batırılmıştı.

Çok daha mühimi canlı bombalar sokaklarımızda patlamaya başlamıştı...

Kısacası Türkiye, bir bataklığa sokulmuş durumda ve işbaşındaki iktidarın arkasından hâlâ büyük kalabalıklar gidiyor. Millî uyanışı sağlamakla görevli basın, hükümeti korumak adına Türkiye'nin çıkarlarını yok sayıyor.

Öyle k, İslam'ın doğrularına uymak yerine iktidarı haklı göstereceğim diye dinin doğrularını silip atıyorlar.

Bu sebepledir ki "hür basın" sorgulamayı hak ediyor. Özgür kalıp kalmama meselesinde ise demokrasiyi yeterince hak etmiyor. İslamcı, hükümetçi, yandaş basına demokrasi yaramadı. Yaramıyor. Yaramadığını, en son görevi kötüye kullanma örneği olarak Kabataş olayını nasıl çarpıtarak verdiğinden anladık. Bu durumda yalan haber yazan arkadaşlar, önce bizzat kendi okuyucularını, yani "Müslüman" okuyucuyu, sonra da onlara göre tam Müslüman sayılmayan okuyucuları yani bizleri nasıl kandırdıklarını itiraf ettiler... Şimdi tabii sormak zorundayız. İslamcılık nasıl gidiyor ey erenler?!!

Nasıl, ümmetçilik şaha kalkıyor mu?

Başörtülü bacımız, dindar, munis, iffetli bacımız, Kabataş olaylarını mümin kardeşlerine apaçık, "emir olunduğu gibi dosdoğru" gerçekliği ile onları aldatıp kandırmadan verebiliyor mu?

Yazıklar olsun!..

Yeni Türkiye, tükenip bittiğiniz Türkiye'dir. Gidin artık. Huzurumuz gidişinize bağlı.

Yazarın Diğer Yazıları