'Hükûmet istifa!...' Ne dediniz siz!!

Seçime gidilirken statlarda "Hükûmet istifa!" protestosu anlamlı. Halk her şeyin farkında ve Saray bir daha seçimi alırsa artık Türkiye''nin çökeceğini idrak ediyor.

Depremlerin ardından ara verilen Süper Lig''de maçlarda tribünlerden "Hükûmet istifa!" sloganları atıldı.

Önce Fenerbahçe-Konyaspor, sonra Beşiktaş-Antalyaspor maçlarında statlar "Hükûmet istifa!" avazlarıyla inledi.

Önceki akşam, Alanyaspor-Galatasaray maçına baktım, "istifa" sloganı atılmadı.

Maçın Alanya''da oynanmasının bunda rolü olsa gerek. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Alanyalı. Alanyaspor''un başkanı Hasan Çavuşoğlu, Mevlüt Çavuşoğlu''nun kardeşi. Maç da lig maçı değil, özel maçmış. O an için Alanyalıların Saray''a gösterecekleri tavır hemşehrilerini yaralayacaktı. Alicenaplık gösterdiler!

2013''te Gezi Parkı protestolarında, "Çarşı Grubu"nun rolünden bahsedilir. Çarşı Grubu, Beşiktaşlıların grubu.

Gezi Parkı protestoları o sıra başbakan olan R. T. Erdoğan''ı çok kızdırmıştı. Cumhurbaşkanı ise Abdullah Gül idi. A. Gül protestolara mülayim yaklaşırken, R. T. Erdoğan kendi çizgisinde yürüyerek çok insanın hapse atılmasında kapı araladı. "Kızıl milyarder" diye anılan Osman Kavala müebbet hapis cezası yedi. Yedi kişi de 18 yıla mahkûm edildi.

Çarşı Grubu''ndan çok kişi göz altına alınmış, davaları yıllarca sürmüştü. Dönemin atmosferini bilmeliyiz. O dönemde bir yazıdan alıntı:

"Söze ''Çarşı''nın Cem Abisi'' başlıyor.

''Televizyonda görüntüleri gördüğümüz zaman her insanın yapacağı refleksi gösterdik. Sosyal medyada Facebook''ta ''Hadi gidelim'' dedik. 300-400 kişi toplandık burada. Sonra yürümeye başladık. Bir baktım Harbiye''ye geldiğimizde 5 bin olmuştuk zaten.

''Siyasi bir oluşum olmadıkları, yalnızca taraftar grubu oldukları'' için halkın onlara güvenip peşlerine takıldığını söylüyor Cem Yakışkan. Hükümetin Gezi Parkı''nı temsilen çağırdığı toplantılara katılmayı reddetmişler.

Gezi Parkı olaylarını büyük bir eylem dalgasına dönüştüren ''polisin şafak operasyonu'' Çarşı''yı harekete geçiren nedenlerin başında.

''Orada haksızlığa uğrayan insanları gördük o yüzden gittik. Çadırlar yakıldı yıkıldı, acımasızcaydı'' diyor ''Cem Abileri''." (Çağıl Kasapoğlu, "Çarşı neden Gezi eylemlerine destek verdi?" BBC Türkçe, 14 Haziran 2013)

Tribün protestolarında bazıları gözaltına alınmış.

Fenerbahçe-Konyaspor maçında, atılan protesto sloganlarından biri "Yalan yalan yalan dolan dolan dolan 20 sene oldu istifa ulan!"...

Sloganda kelimeler uyumlu ama sonundaki kelime ne olursa olsun ağır kaçmış.

Siyasî gruplar protesto ettiklerinde, kendilerinden başkalarını yanlarında bulamazlar. Meselâ; önceki gün TİP''liler "Hükûmet istifa!" sloganıyla yürümüşler. Sadece kendileri var ve küçük bir grup. Onların da bazıları gözaltına alınmıştı.

Maçlarda ise her partiye oy verenler var. Slogan ortak: "Hükûmet istifa!"

Depremde yardıma geç kalınması, her iş için en baştaki zatın buyruğunun beklenmesi, mahallî yöneticilerin "Baştaki ne der!" korkusuyla inisiyatif alamaması halkın öfkesini biledi.

Öfkenin bilenmesi sadece depremle bağlantılı görülemez.

Mevcut iktidar 21 yıldır halkın tepesinde!

12 Eylül 1980 darbesinden sonra ceberut rejim, demokrasinin gereklerine uygun yazmaya imkân vermiyor, şimdi olduğu gibi basın yayın organları susturuluyordu.

Bu iktidarda, biliyorsunuz, eften püften sebeplerle muhalif görülen televizyon kanallarına ceza yağdırılıyor. Şimdi taraftarlar "Hükûmet istifa!" sloganı attığı için takımlara da meselâ; TV''lere üç gün karartma, gelirin yüzde üçü, beşi para cezası verildiği gibi, bir hafta, üç hafta maç oynamama cezası verilir, stadyum gelirlerinden kesinti yapılır mı?!

*

Rahmetli Galip Erdem''in "Beşiktaş Nasıl Kurtulur?" başlıklı yazısı gruplarda dolaşıyor. Türk Yurdu dergisi sonra yayınladı. O yazı 1981''de Yeni Sözcü''de çıkmıştı.

12 Eylül atmosferinde fikrinizi açamıyor, haksızlıkları, tutuklamaları, cezaları protesto edemiyorsunuz. Ülkücü kanadın önde gelen düşünürü Galip Erdem, siyasî dokundurmalı "Beşiktaş Nasıl Kurtulur?" yazısını yazmıştı. Beşiktaş nasıl kurtuluyormuş okuyayım:

"Evet efendim, ayıp değil ya, ben de Beşiktaş''ı sevmiş bulundum! Aklım fikrim hep Beşiktaş''ta. Dünyanın diğer işleri ile hiç ilgilenmiyorum. Siyasetmiş, iktisatmış, ticaretmiş bana ne, hiçbirine aldırmıyorum. Yeni zamanların Mecnûn''u gibiyim; kâinatı, Leylâlaştırmışım. Beynimi kemiren soruya cevap arıyorum: Beşiktaş nasıl kurtulur? Kınamayın dostlarım; benim yaşamam Beşiktaş''ın kurtulmasına bağlıdır. Beşiktaş düşerse, artık hiç iflah olmam!"

Galip Erdem yazısını şöyle bağlıyor:

"Beşiktaşlılar, inanan insanlardır. İnanan insanlar güçlüdür, güçlü insanlar sabırlıdır. Fırtına dinecek, bulutlar dağılacak, hava açacak, güneş yeniden doğacak, eski günler yeniden gelecektir. Takımımızın puan cetvelindeki sırasına üzülmeyin. Bütün büyüklerin hayatında böyle talihsizlikler vardır. Birbirinizden kuvvet alın, birbirinize kenetlenin, güzel günleri bekleyin. Dava büyüktür ve elbette çetindir. Ama mutlaka kazanılacaktır ve Beşiktaş düşmemekle kalmayacak, mutlaka şampiyon olacaktır..."

Stadyum protestolarında bütün halk kenetlendi. Korku dağları bekliyor!

Yazarın Diğer Yazıları