Hrant Dink: 'Azınlıklar vitrin malı değildir'

Haftalık Türkhaber gazetesini çıkarıyorduk. Yıl 2002. 24. sayıya kadar gazetenin başındaydık. O yıl Güney Kore'de Dünya kupasında üçüncü olmuştuk ve Türkiye ayaktaydı. Üretken hanım muhabirlerimiz vardı. Teklif onlardan mı geldi, ben mi hatırlattım, aklımda değil, "TC'de azınlıklar kendilerini ne kadar Türk hissediyor?" başlığı altında röportajlar yapalım dedik. Ayşe röportajı üstlendi.

Haberin spotu şöyleydi:

"TC'de yaşayan azınlıklar kendilerini ne kadar Türk hissedi­yor? Milli duyguları ne kadar kuv­vetli? Bu topraklarda yaşayan in­sanlar olarak onların çoğunluğa, çoğunluğun da onlara bakışı nasıl? Türkiye vatandaşlık politikasında azınlıklara nasıl bir pay vermeyi tercih ediyor? Konuyu muhatap­larıyla görüştük."

Röportaj yaptığımız isimler Etyen Mahçupyan, Ilgaz Zorlu ve Hrant Dink'ti. Ayrıca özellikle Ermeni azınlık üzerine ilmî yayınlarıyla tanınan dönemin milletvekili dinler tarihi hocası Prof. Dr. Abdurrahman Küçük'le de konuştuk.

Hrant Dink, maalesef 14 yıl önce bugün katledildi. Hrant'la daha önce ben de mülâkat yapmıştım. Maalesef yayınlanacak diye verdiğimiz yerde kayboldu. Özellikle bu röportajı sık hatırlatıyorum. Çünkü mülakat metnini Hrant'a göndermiştim. Demek istediğim ailesinde vardır. Keşke yayınlasalar.

Türkhaber'de Hrant'ın bir fotoğrafını koymuşuz. Altındaki yazı: "AGOS adlı Ermeni Gazetesi yetkilisi Hrant Dink "Azınlıklar vitrin malı değildir"

Sonra soru cevap. Aynen veriyorum:

-Sizce Türkiye gayrimüslim vatandaşlarını ne kadar benim­siyor?

-Türkiye'deki egemen zihniyetin gayrimüslim vatandaşlarını benimsediği söylenemez. Öyle olsaydı cumhuriyetin başlangıcında 300 bin civarında olan Ermeni sayısı bugün bir milyonu aşar­dı. Oysa bugün sadece 50 bin civarında Ermeni yaşıyor. Türkiye gayrimüslim vatandaşlarını sadece vitrininde sergileyebileceği kadarıyla benimsiyor.

-Peki gayrimüslimler kendilerini ne kadar Türkiye'ye ait hissediyor?

  • Ait hissetmek için kendini zorluyor çünkü örneğin Ermenilerin bu topraklarda üç bin yılı aşkın bir yerleşmişliği var ancak ne yazık ki rahat bırakılmıyor. Sürekli farklı olduğu uygulamalar­la anımsatılıyor.
  • Yıllar önce bu topraklarda pek çok kültür vardı. Şimdi bunu hayal edemiyoruz, neden?
  • Çünkü "Birlik" yerine "Teklik" tercih edildi.

-Acaba milliyetçi bir partinin başa geçmesini azınlıklar kendileri için bir tehlike olarak görüyorlar mı?

-Doğrusu pek fark etmiyor. Kimi zaman, diğerlerinin de milliyetçilerden aşağı kalır yanları olmuyor.

-Sizlere burada azınlık olduğunuz hissettiriliyor mu?

-Her zaman.

-Peki azınlıklar ne kadar milliyetçi olabilir?

-Milliyetçi olamazlar ancak çok iyi yurtsever olabilirler.

  • Dünya Kupasıyla birlikte Türk milliyetçiliği yeniden hatırlandı bu esnada sizce azınlıklar kendilerini nasıl hissetti?
  • Kendi adıma, Millî Takım iyi oynadığında kendimi bu heyecanın bir parçası olarak elbette gördüm. Ancak sporun şoven milliyetçiliğe dönüştüğü gösterileri görünce de hemen kendimi o heyecanın dışına attım.

-Türkiye Gayrimüslimler için cennet mi cehennem mi?

-Türkiye sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı için ne ise bir azınlık için de o. Biraz artı sorunlarımız var hepsi o kadar. Kimi zaman cennet, kimi zaman cehennem. (Türkhaber, 8 Temmuz 2002)

Yazarın Diğer Yazıları