Hocalı katliamının arkasında kim vardı?
Hocalı katliamının üzerinden 26 yıl geçti. Acılar dindi mi? Dinmedi, dinemez. 25/26 Şubat 1992 gecesi Ermenistan militanları Dağlık Karabağ'da, Hocalı kasabasında Ermeni kuvvetlerinin saldırılarından kaçarak Akdam'a sığınmak isteyen Türk aileleri ormanlık alanda kıstırarak katletti. Bilinen Sayı 613. Bu sayının 16'sı kadın, 63'ü çocuk. Çoğuna işkence edilmiştir. Ya bilinmeyenler?!
Bizim "Hepimiz Ermeni'yiz" (İçlerinde hemen hiç Ermeni asıllı da yoktur!) grubu, gerçekleri yazdığımda çok alınıyorlar. Sanki kendilerini itham ediyorum. Hemen savcılığa koşuyorlar, yetmiyor bir de mahkemeye veriyorlar.
Beni savcılığa şikâyet edenler, mahkemeye verenler bilinen isimler. Adlarını açıklasam yeni bir tartışma başlayacak... Belki nedamet duymuşlardır.
Asla "Ermeni" kimliğini aşağılamam. Türk'ün kimliği ne ise Ermeni'nin kimliği de odur benim için. "Ermeni güçleri", "Ermeniler" diyorsam yolunu şaşırmış katliamcıları kastediyorum.
Zihniyet burada öne çıkıyor. Kendilerine yabancılaşmış insanlarımızdan bahsediyorum. "Hepimiz Ermeni'yiz" grubu güya empati yapıyor.
Hocalı için de bir sözünüz olsun be vicdansızlar!
Ermeniler, Azerbaycan Türklerine saldırırken Ruslardan destek görmüşlerdir. Hocalı kasabasına giren Ermenilere 336. Sovyet Mekanize Alayı yardım etmiştir.
Ruslar şimdi Şam üzerinde söz sahibi. Afrin'de harekâtı Rusların izniyle ancak yapabiliyoruz ama bir yerde dur diyeceklerini Ankara elbette biliyor. Nitekim Şam döküntü güçlerini Afrin'e yolladı. Ruslar göz yummasa yollayabilir mi?
Adını vermeyeyim, sadece Şam'da Şiî yönetimini destekleyen ülke diyeyim, bir tarihte bu ülkeden geçiyoruz. Otomobilimizi durdurduk, benzin alacağız. Benzin sudan ucuz derler ya, aynen öyle. O ülkenin Türkiye sınırından başlayarak neredeyse yarıya yakını Türklerle meskûn. Bir gençle konuşuyorum... "Biz dil arkadaşıyız!" demişti. Sonra etrafına bakındı, aynı kökten olduğumuzu söyledi ve açıldı. Başşehirlerini işaret ederek: "Onlar Ermenileri destekliyor!" dedi kızgınlıkla.
Şam'a fiilî destek veren ülkelerin Türkiye'ye müsamahası bir yere kadar. Sonra işi çatallaştıracaklar, bin dereden su getirecekler ve bizi geri çekilmeye zorlayacaklar.
Ermenistan, 1990'lı yıllarda Azerbaycan Türklerinin topraklarını işgal etmiş, insanları öldürmüş, sürmüş, mağdur etmiştir.
"Ermeni Zindanında Sekiz Gün" adlı kitap elimde. Yazarı Dürdane Ağayeva. Kitabı Türkiye Türkçesine aktaran Mais Alizade. Yayınlayan ise İnsanî yardım kuruluşu İHH.
Dürdane Ağayeva, o katliamdan kurtulmuş ama Ermeni güçlerine esir düşmüştür. 20 yaşındadır. Beton zeminde bir hücrede tutulmuştur. Ermeniler ona "Azerî" demiyor, "Türk" diyor sadece. "Kin"in nereye uzandığını düşünebiliyor musunuz! Dürdane tutulduğu hücreyi anlatırken: "'Cehennem' kelimesinin anlamını buraya gelene kadar bilmiyordum. Ölümün pençesinde sekiz gün boyunca bin bir eziyet gördüm. Yüz kere ölüp dirildim. Sekiz günde yaşlandım." der.
Dürdane'yi ve diğer esir aldıklarını öldürmemelerinin sebebi, Türklerin elindeki Ermenilerle takas etmek için. Kitabın 244 sayfası sekiz günlük dehşetli esaretin hikâyesi...
Bizim Taşnakçı "Türkler" okumalı Dürdane Ağayev'in her satırından gözyaşı damlayan bu kitabını.