Hindistan’ın açtığı koridor Türkiye’yi by-pass edebilir mi?
Yükselen Çin tehdidi, ABD hegemonyasını zorluyor. ABD, geleneksel olarak bir kara gücü olan Çin’in denizlere, özellikle Pasifik Okyanusu’na açılmasını engellemeye çalışıyor. Bunun için Hindistan, Avustralya, Japonya ve Güney Kore’den oluşan QUAD ittifakına öncülük ediyor. Çin’e karşı Hindistan’ı denge unsuru olarak konumlamaya çalışıyor. Rusya’yı ve İran’ı yaptırımlar bağlamında oyunun dışında tutarak Avrupa Birliği ile Çin arasındaki kara yolu ticaretinin ilerlemesini engellemeye çalışıyor.
Çin etkili bir liman ve lojistik stratejisiyle Güney dediğimiz gelişmekte olan ülkelerde yatırımlarına hız veriyor. Kuşak ve yol projesi, 4 trilyon dolarlık devasa bir altyapı yatırımı projesi. Çin, oldukça hırslı bir şekilde bu projeye devam ediyor. Birçok liman işletmesi alıyor, yollar, güzergâhlar açıyor.
Hindistan, koridor ve lojistik savaşlarında ABD için Çin’e karşı konumlanacak önemli noktalardan birisi. Korona krizi sonrasında bir kısım üretimin Çin’den Hindistan’a kaydırılması da yine aşırı güçlenen Çin’e ABD’nin cevabı.
Türkiye rahatsız
Hindistan ile ABD yönetimi arasında G20’de imzalanan ve Avrupa ile Hindistan arasında Türkiye’yi ve Süveyş Kanalı’nı by-pass eden anlaşma, Türkiye’nin gündeminde. Türkiye, geleneksel olarak kendine atfedilen Doğu-Batı arasındaki ticaret yolu rolüne indirilmiş bir darbe olarak gördüğü bu projeden rahatsız. Türkiye için ezberi bozan ABD öncülüğünde BAE ve İsrail arasında imzalanan Abraham Anlaşması ile olmaz denilenin olması ve Araplarla İsrail’in barışması. Bu barışma, koridora da vesile oluyor.
Peki korkulan olur mu?
ABD, Çin’e karşı çok defa Hindistan’ı destekler lojistik hatları önerdi. Kuzey-Güney Koridoru, İran’daki Çabahar Limanı’nı işleten Hindistan’ın yaptırımlardan muaf tutulması gibi uygulamalara destek verdi. Hindistan bu rolü sahiplenmek istese de, buna ilişkin kaynakları zayıf. ABD için Hindistan, Çin’e karşı denge politikasında kullanılan bir kaldıraçtan başka bir şey değil. Hindistan, bunca yapısal sorununun içinde küresel bir vizyona sahip olabilecek bir noktada bulunmuyor.
Kısaca, yeni açıklanan bu hat, Hindistan tarafından çokça ilan edilen ve bir türlü nihayete erdirilemeyen reaksiyoner lojistik hatlarından daha fazla anlam ifade etmiyor.