Her şeyi itiraf etmişler
Fazla söze gerek yok.. Memur-Sen, "Sorularla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" diye bir kitap yapmış. Biz bugüne kadar ne söylüyorsak lafı dolandırarak itiraf etmişler.
Mesela sayfa 42'de "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Özgünlüğü" başlığı var. Başlığından içerikte neler yazdığını anlamak mümkün. "Bu sistem, dünyanın hiçbir yerinde yok sadece Türkiye'de var ve bize ait" demektir.
Yani, öyle bir şey yaptık ki bilimsel literatürde esamisi okunmuyor diyorlar..
Açın karşılaştırmalı siyaset bilim kitaplarını. İster Oxford yayını olsun, isterse Ankara'daki Gazi Üniversitesi'nden çıkan bir ders kitabı olsun.. Bunların yaptığı ve adına "özgün" dedikleri "Cumhurbaşkanlığı sistemi" diye bir tek satır yazı bulamazsın.
Bilim dışı yani..
Tebrik ederiz..
İkincisi, başta ABD olmak üzere kimi başkanlık sistemlerini eleştiriyorlar... "Oradaki gibi ikilik yok bizimkinde" diyorlar.
Al sana bir başka itiraf..
Kuvvetlerin ayrılığını ve başkanın Meclis tarafından denetlenmesini, demokrasinin bir gereği değil de kötü bir şeymiş gibi anlatıyorlar.
Yetmiyor, "bu durum, bizim önerimizde yok" diyerek bir de övünmüyorlar mı gel de şaşma.
Merak ediyorum.
Aklı başında insanlar bu kitabı okuyunca ne düşünüyor diye.
Salt Amerikan başkanlık sisteminin eleştirisinde bile otoriterliğin benimsendiği, tek adamlığın öne çıkarıldığı çok açık bir biçimde görülüyor.
Amerika'yı denetleyen kongreyi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hükümeti denetlemesini ve iktidar gücünü paylaşmasını reddetmekle "hayırcıların" bütün söylemlerini tek tek doğruladıklarının farkındalar mı bilemem.
Adamlar herkesi saf yerine koyuyor. Örnek vermiş. Diyor ki: "Türkiye'de mevcut sistemi tam olarak yerleştiren 1961 Anayasasının yürürlüğe girmesinden 2002'de AK Parti'nin tek başına iktidar olmasına kadar geçen 41 yıllık dönemde 32 farklı hükümet kurulmuştur. Başkanlık sistemiyle yönetilen ABD'de 228 yılda 45 hükümet kurulurken Parlamenter sistemle kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde 95 yılda 65 hükümet kurulmuştur..."
Şimdi bu zihniyete, bu karşılaştırmaya, bu akıl yürütmeye, bu ilişkilendirme saçmalığına nasıl cevap verilir?
Kısaca şöyle desek olur mu bilmem.
Birincisi, ABD'de bunu yayınlayan sendika gibi bir sendika hiç olmadı. Oradaki sendikalar, hükümetle organik bağ üzerine kurulmazlar. Oradaki sendikalar demokrasinin sivil toplum kuruluşlarıdır ve kendi çıkarına hizmet eder. Yeter mi?
İkincisi, ABD'de, bütün öğretmenler sisteme hizmet ederken benim ülkemde öğretmenler devletten maaş alıp ülkeye rejim getirmeye kalmaktadır.
Yayınlanan bu kitap, söylediklerimizin apaçık ispatıdır. Nitekim kitap önerisinden de anlaşılacağı gibi sendika, açıkça bir sistem peşindedir. Dolayısı ile Amerika ile kıyas beyhude bir çırpınıştır.
Üçüncüsü, ABD, ta 1776'larda "yurttaşlık hakları bildirgesini" yayınlarken, bundan tam yüz yıl sonra II. Abdülhamit, benim ülkemde 1876 Anayasasını, Millî Meclisi, tek adam yetkisini kullanarak ortadan kaldırmıştı...
Dördüncüsü, ABD'deki istikrarın temelinde, kuvvetler ayrılığı var, kuvvetler birliği değil.
Bu sendikanın ve hükümetin önerdiği "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" dedikleri ucubede ise, her şey bir kişinin varlığı ile ilişkilendirildiğinden ABD Başkanlık Sistemi ile kıyaslanıp, buradan ucube hükümet sistemine pay çıkarılamaz.
Kısacası, kitapta eleştirilecek yüzlerce çelişki var. Sadece bu iki konu bile ne ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.