Baş düşmanımız ABD diye yazmıştım. ABD, bize karşı kullanacaklarını bile bile PKK''ya silah yağdırıyor. Askerimize nasıl kurşun sıkacağının tatbikatını yaptırıyor. Yakalanmasınlar, öldürülmesinler diye PKK''nın adamlarını, Irak''ta, Suriye''de işgal ettikleri alanlarda kendi askerlerinin koğuşlarında yatırıyor. Bize böylesine düşmanlar. (Niye düşman olduklarını kendi ağızlarında duymak isteriz.)
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır''da HDP binası önünde PKK''ya katmak için kandırılan/kaçırılan çocukları için nöbet tutan annelere konuşurken, ABD''nin, NATO üyesi bize ihanetini açık açık ortaya koydu:
"Son 3 yılda Amerikan senatosu PKK/PYD''ye 2 milyar dolar yardım yapmıştır. HDP, PKK ile beraber ABD''nin uşağıdır... ABD, PKK/PYD''nin güvenliğini sağlamazsa yarım metre adım atamaz. ABD olmasa PKK/PYD olmazdı. PKK ve PYD''nin patenti Amerika''dır, onların uşağıdır... Bizi zayıflatmak için her türlü senaryoyu uyguluyorlar."
ABD 2018''de, gözümüzü boyamak için üç PKK militanını yakalatanlara ödül vaat etmişti. Murat Karayılan için 5 milyon, Cemil Bayık için 4 milyon, Duran Kalkan için 3 milyon dolar ödül verecekti.
Ayıp etmişler, PKK''lılar arasında böyle ayırım olur mu?! Hepsi için eşit ödül verilmeli. Senin ödülün çok, benim ödül az diye birbirlerine girerlerse!
Allah bilir Murat''ı, Cemil''i, Duran''ı kendileri saklıyorlardır. (İran''ı da göz ardı etmeyelim. MİT fellik fellik onları arıyor. Mutlaka bir yerde izlerine rastlardı. Bu militanlar bir devletin desteği olmadan saklanamazlar.)
HDP meselesine gelecektim. TBMM''deki elemanlarından Semra Güzel yakalanınca, çok içli bir bildiri yayınlamışlar, "Semra dağda sevgilisiyle buluşmuştu. Ne var bunda?!" demeye getirmişlerdi. Böyle de pişkinler. Dün bahsettim.
"TBMM''deki eleman" deyince... Bir programda CHP milletvekili Gürsel Tekin''e soruyorlar: "İktidar olursanız HDP''ye bakanlık verecek misiniz?"
Gürsel''in cevabı evlere şenlik:
"TBMM''de başkan vekilleri her partiden seçiliyor. Mevcut TBMM Başkanvekili HDP milletvekili. HDP''li başkana elimizi kaldırıyor muyuz? Buna genel başkanlar dâhil. ''Sayın başkanım söz hakkı istiyorum.'' Şimdi bunu hak sayacaksınız ama bu ülkeyi yönetmek için bu kabul olmaz... O zaman seçime sokmayın kardeşim. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman millî irade nerede kaldı. Bu seçmen yarın nasıl oy verecek kendi partisine. Elbette HDP''ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir." (tv100, 3 Eylül 2022)
Gürsel kardeşim... Soyadımız da aynı. Fazla söz etmek istemiyorum. Sen "istikşafî" ve "iltisak" kelimelerini, bir ara siyasette sık kullanıldığı için, biliyorsundur. Şimdi ben de iki kelime öğreteceğim; "iradî" ve "ihtiyarî".
"İradî", -"devlet"i "şahıs" yerine koyarak açıklayacağım- Yapılması gerektiğine hükmettiği fiil.
"İhtiyarî" ise; "Hayır kökünden gelen ihtiyar birden çok davranış şekilleri arasından en hayırlısını, en faydalısını seçme, ayırt etme iradesi."
HDP birinci parti çıksaydı hükûmeti de kuracaktı. Çünkü kanunlar önünü açıyor. Yani iradî bir vaziyet.
Ama hükûmet kurarken, HDP''ye bakanlık verme, ihtiyarî bir mesele... Tercihine kalmış.
"Elbette HDP''ye bakanlık verilebilir." sözünde, farkında değilsin ama bir kesinlik var. "Elbette" kelimesi, cümlenin yüklemi, ihtimali işaret eden bir kelime olsa dahi, kesinliği gösterir. Sen tercihini HDP''den yana kullanmış oluyorsun, hâliyle PKK''dan yana.
Şimdilik bu kadar yazayım.
HDP''nin kapatılma meselesine geleceğiz.
