HDP/PKK için ayağa kalkıyorlar!

HDP/PKK'lı belediye başkanları görevlerinden alınıp yerlerine "kayyım" tayin edildi. Kayyımlar önce R. T. Erdoğan'ın fotoğrafını önlerinde taşıttırıp makam odalarına girdiler. Makam odasında sola Reis'in, sağa M. Kemal Atatürk'ün fotoğraflarını yerleştirdiler. Anadolu Ajansı'na görüntü aldırdılar.

PKK, Marxist temelli bir örgüt. O yüzden kimilerinin aklına "demokrasi" deyince önce PKK geliyor.

PKK yerine IŞİD, Hizbullah gibi örgütler olsa, bizim cibilliyetsiz "demokrasi" havarileri ayağa kalkarlar; hayır! Asla! Onlar bir talepte bulunmazlar!

Ölçüyü buradan koyun. PKK Marxist esintilerden çıkıp gelmeseydi, bizim entellerimiz, entellere yamanan sağ cenah kapıkullarımız acaba "hak, hukuk, adalet" gibi sözler ederler miydiler? Eline silah alıp ülkeyi bölmeye, başka rejim kurmaya kim kalkışırsa karşısına dikilmek, eğer imza toplanacaksa toplamak gerekmez mi? Yok illa sola bir yerden bulaşmış olmalılar.

Saray Hükûmeti, kendilerini HDP/PKK militanı sanan belediye başkanlarını görevlerinden alınca saldırıya geçenlere karşı kendisini savunurken ne diyeceğini bilemiyor.

Kimseyi muhatap alma. Halkı muhatap al ve mahkeme kararlarını göster, "Kanunun şu maddesi mucibinde görevden aldık ve yerlerine kayyım tayin ettik." de!

Daha soruşturma sırasında, görevden aldıkların için"Suç unsuru bulunmadı." denilerek "temiz"e çıkartılırlarsa görevlerine dönebilecekler mi?

Batı'nın kahir ekseriyeti PKK sever. AİHM ise, PKK deyince yavşayıveriyor. İçimizden birileri, "demokrasi", "seçilmiş" gevelemelerine başlıyorlar.

AKP içinden çıkmış, yeni parti kuracaklar artık kesinleşen Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu birer dakika arayla hemen tivit attılar:

A. Gül, "Daha yeni seçilmiş belediye başkanlarının "bu şekilde" görevden alınmaları demokrasimiz için doğru olmamıştır." derken, A. Davutoğlu "Seçimle gelenlerin seçimle ayrılması milli irade ilkesinin gereğidir. Adayların seçime girmesi kanuna aykırı ise Yüksek Seçim Kurulu bunu seçim öncesinde değerlendirmelidir. Elbette seçim sonrasında işlenen suçlara ilişkin de gerekli tedbirler alınabilir. Ancak bunun öncelikle yargı nezdinde hukuki şartları oluşmalıdır." dedi.

Sadece şunu söyleyebilirlerdi: "Hukukî sebep gösterin." A. Davutoğlu, bunu dese bile öncesinde klasik sözler ediyor.

PKK haklarını "demokrasi"nin gereği görenlere bir gazetecinin örnek sözlerini alacağım. Bu tipler hemen hemen aynı cümleleri kurdukları için isim vermeyeceğim:

"HDP'nin öteden beri terör örgütüyle arasına mesafe koyacak yaklaşımlardan geri durmadığı doğru... 'Türkiye partisi' olması adına kendisine verilen krediyi sorumsuzca tükettiği de doğru. Bölücü, ayrıştırıcı etnik siyaset dilini bir türlü terk edemediği de doğru... Ama bunlar hem yasal kovuşturmaların değil siyasi eleştirilerin konusu olması gereken hususlar hem de yakın zaman öncesine kadar AK Parti sözcülerinin de pekâlâ şu veya bu maksatla söyleyebildikleri lafların HDP'lilerin ağzından çıktığı zaman suç sayılması tutarsız ve adaletsiz./Demokrasi deyince, millet iradesi deyince ilk akla gelen siyasi kurum HDP değil tabii."

Aradaki itirazî cümleler sizi yanıltmasın. Entellik öyle gerektirir!

PKK ile şiddetli bir mücadele içindeyken, savunucularına sahip çıkmak, ülkeye kastetmektir.

Yazarın Diğer Yazıları