Halk bu zam yükünü kaldıramaz!

Yine zam yine zam!... Elektriğe, doğalgaza, benzine, mazota gelen zam, yiyecekten giyime, halkın bütün temel ihtiyaçlarına gelen zam demektir.

Açlık sınırı 6.840 TL., yoksulluk sınırı 22.300 TL. Bu tespitler Saray kontaklı Türk-İş''in. Saray''ın "hassasiyetlerini" de dikkate alır. Öyle olduğu hâlde böyle bir hesap çıkardıysa, sıkıntının nereye vardığını anlayın.

1 Eylül, zam eylül! Dün açıklandı. Elektrik ve doğalgaz yine yükünü tuttu!

Devlet neyi özelleştirdiyse, yük halkın sırtından alınacağına, daha da ağırlaştırıldı. Temel ihtiyaçları karşılayan sanayi mutlaka devletin olmalıdır. Elektrik ve doğalgaz burada öne çıkıyor. Özel sektörün işlettiğini devlet neden işletmesin? Özel sektörün bütün hesabı cebi. Elbette kazanacaklar, kazandıkça yatırım yapacaklar, istihdam sağlayacaklar, devletin üzerinden yük alacaklar. Ama... Öyle mi oluyor? Devlet kayırıcı olursa, herkes çıkar hesabına girer. 193 ihale kanun çıkarmak neyin nesi? Adamına göre muamele değil mi? Elektrik santrallerini, şeker fabrikalarını özelleştirdin, karşına çıkan ne?

193 defa -belki daha fazla- ihale kanunu değişiyor, adamına göre dizayn ediliyor. Pervasızlığı görüyor musunuz! Çıkar bağından, parti bağından ayrı bir özelleştirme düşünebiliyor musunuz?

Özelleştirmede gerçekte ne olduğunu bilenler bir bir sıralıyorlar:

"Gerçek piyasalarda az sayıda üretici piyasayı kontrol etmekte ve stratejik olarak yatırım yapmaktadır. / Yatırımcı, risk -nötr değil riskten kaçan bir davranış sergilemekte ve daha az kapasite için yatırım yapma eğilimi taşımaktadır. Bazı görüşlere göre, fiyat fırlamalarında elde edilen gelir yatırımcının sabit ve sermaye maliyetlerini karşılasa bile, yatırımcı risk almaktan kaçınabilir. / Ayrıca piyasa paydaşları her zaman rasyonel beklentiler taşımamaktadır; elektrik fiyatlarının gelişimi, yeni yatırımlar için gereken sürenin uzunluğu gibi belirsizlikler nedeniyle elektrik piyasaları yatırım konusunda sorunlu olmaya eğilimlidir. / Fazla kapasite ve düşük kapasite, piyasada kaynakların verimsiz bir şekilde tahsis edilmesine neden olmaktadır; ilk durumda kar etmeyen yatırımlar, ikinci durumda da kesintiler ve tüketici için yükselen fiyatlar söz konusu olacaktır." (M. Nilgün Ercan, "Elektrik Enerjisi Sektöründe Özelleştirme/Piyasalaştırma Uygulamaları ve Sonuçları", 16. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi 26-28 Kasım 2019)

Artık sözlüklerde "özelleştirme" maddesinin açıklamasına, "halkı ezme" notu da düşülecektir!

Sözümü Mustafa Kemal''in, İzmir Birinci İktisat Kongresi''nde yaptığı konuşmasından şu alıntıyla bitireceğim:

"... Efendiler, tarihimizi dolduran bunca muvaffakiyetler, zaferler veyahut mağlûbiyetler, izmihlal ve felâketler, bunların, kâffesi; vukua geldikleri devirlerdeki ahval-i iktisadiyemizle münasebettar ve alâkadardır. Yeni Türkiyemizi layık olduğu mertebeye isal edebilmek için, behemehâl iktisadiyatımıza birinci derecede ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz."

Adamlar Atatürk düşmanlığı yapmasalar, "din" meselesini bir tarafa bırakıp ne dediğine ne yaptığını bir baksalar, belki "yol"u kendilerine değil; millete bulacaklardır!

Yazarın Diğer Yazıları