Ha HDP ha Hüda Par... Al birini vur ötekine!
Silah bir zarurettir ama ne zaman? Ülke tehlikeye girdiğinde, düşman karşına dikildiğinde... PKK'nın, Hizbullah'ın, bazı sol örgütlerin silahlanması ülkemiz için miydi, yoksa kendi mülevves emelleri için mi?
Silahlı gruplar ne istiyorlardı? "Tam bağımsız Türkiye"mi? Sloganları bu ya! "İslâm devleti" kurmak mı? Türkiye'yi parçalamak, emperyalist güçlerin maksatlarına hizmet mi?
Sol silahlı grupların "Tam bağımsız Türkiye" dedikleri NATO'dan illâ çıkılması. Mesele bu. Kimin işine yarayacak? O zaman elbette Sovyetler'in, şimdi bile Rusya'nın işine yarayacak. NATO'ya ne maksatla girildiği bir düşünülsün, üstelik NATO'nun kapısı telaşla, aceleyle çalınmıştır; çünkü, kuzeydeki komşu tehdit ediyordu. Çok tartışılan meseleler. Şimdi girmeyelim.
Türkiye Hizbullah'ı niye silaha sarıldı? Kendisince bir bölgede İslâm devleti kuracaktı. Hazır silaha sarılan PKK'nın can düşmanı bir grup varken, "devlet" de öyle görülüyor ki bundan azamî istifade etti.
PKK... Kokuşmuş Marxist-Leninist ideolojinin kör takipçileri. Fikrî zeminlerinin üstünü örtseler bile, Batı'dan destek sağlayabilmeleri için arada Marxist-Leninist dişlerini göstermeleri gerekiyor.
(Ülke bütünlüğünü isteyen, "Türkiye halkına 'Türk' denir." diyen komünistlerimiz alınmasınlar. Onların elbette yanı başımızda yerleri var.)
Maksat bölmekse Hizbullah da bölmek istiyor. Batı'dan destek bulabiliyor mu? Düşünmek lâzım.
Millî Mücadele'de yanan çoban ateşleriyle şimdiki silahlı grupları bir tutabilir misiniz?
M. Kemal'e buğz edenler, din-iman üzerinden yürüyenler, başlarını iki avuçlarının arasına alsınlar, derin derin düşünsünler. Ve özellikle Nutuk'un girişini, ülkenin manzara-i umumiyesini okusunlar. İtiraz edebilirler mi?
Türkiye hakikaten yol ayrımında. 14 Mayıs 2023 seçimi çok şeyi değiştirecek. Eğer bu iktidar, Türkiye'nin şu hâlinde, devam ederse, artık önü tamamen açılmış olacak. Bir netice alamayan muhalefet savrulacak.
Yeniden Refah Partisi'ni, kusura bakmasınlar, hiç mi hiç kaale almıyorum. Seçimi Saray kanadı kazanırsa, iktidara asıl nüfuz edecek olan Hizbullah'tır. Neydi resmiyetteki adı; Hüda Par mıydı?! Bir an aklımdan çıkmış!
Partilerin seçim beyannameleri, "ayarlı" hazırlanır, herkesi memnun edecek metin ortaya konmak istenir. Yine satır aralarında nereye varmak istediklerinin ipuçlarını bulabiliyorsunuz.
Hüda Par'ın cafcaflı "2023 Seçim Vizyonu" başlığı altında açıkladığı seçim beyannamesinde "Hukuku olmayan ve bu sebeple sözde kalan Türk-Kürt kardeşliğinin adalet temelinde dil, kimlik ve bölgesel kalkınmışlık farkının ortadan kaldırılması suretiyle gerçek anlamda tesis edilmesi için, HÜDA PAR Meclis'te olmalıdır." deniyor.
Araya bir etnik ad katılmışsa bilinmeli ki, asıl maksat o etnik kimlik üzerinden yürümek, ülke bütünlüğüne kastetmektir.
Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun bayrağımız için ne dediğini bir daha hatırlatayım:
"Biz, eşit vatandaşlık istiyoruz. Bu bayrak hepimizin bayrağı olsun istiyoruz, bizim bayrakla problemimiz yok. Ama bu bayrağın ismi 'Türk Bayrağı' dediğinizde Kürt diyecek ki benim bayrağım nerede? Niye Türk bayrağı... Benim bayrakla kavgam yok, herhangi bir problemim yok. Ama, bayrağın ismi bana problemli geliyor. Neden Türkiye bayrağı değil de Türk Bayrağı deniyor?"
Bayrakla oynayan, toprakla da etnisiteyle de oynar; Türkiye bütünlüğüyle alâkası olamaz. Adam herhâlde, mevcut şartlarda, biz ayrılmak istiyoruz, diyecek değil.
HÜDA PAR Genel Başkanı: "Türkiye Cumhuriyeti'ne göre Hizbullah terör örgütü olabilir ama bana göre terör örgütü değil." demiş, zamirindekini dışa vurmuştu.
"Irak'la olan sınırlar sunî sınırlardır. Ne Kürtler ne Türkler tarafından kararlaştırılmış sınırlar değil. Bu sınırlar çizilirken Kürtler bölünmüştür. Ama şu anda Irak Kürdistanı, Türkiye Kürdistanı, Suriye Kürdistanı ve İran Kürdistanı diye farklı parçalar vardır. Bu da bizim bölgemizin gerçeğidir. Gücümüz olsa da bu sınırları kaldırabilsek." diyen de Zekeriya Yapıcıoğlu.
(Bence de kaldırılmalı, Turan'a dâhil edilmeli. Ama adamın maksadı başka.)
Zekeriya ve adamları Ak Parti'nin sırtında TBMM'ye girecekler, takiyye yapacaklar, suret-i haktan görünecekler, TBMM'de olmanın imkânlarıyla bölücü/yıkıcı hedeflerine dört nala koşacaklar.
Ha HDP ha Hüda Par... Al birini vur ötekine!