Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Güvenlik soruşturması meselesi

Birkaç gün önce muhalefetin oylarıyla reddedilen "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi", AKP milletvekillerinin itirazı nedeniyle bugün yeniden gündeme alınacak.
Bir önceki yazıda, reddedilen bir kanun teklifinin bir yıl geçmeden yeniden görüşülemeyeceği şeklindeki açık hükme rağmen yeniden görüşülmesini değerlendirmiş, içeriğine değinmemiştik ancak ısrarla kanunlaştırılmak istenen bu teklifin içeriği oldukça önemli.

Güvenlik soruşturması
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2016 yılında 676 sayılı OHAL KHK'sı ile Devlet Memurları Kanunu'na (48'inci maddeye) bir hüküm eklenmiş ve kamu görevine alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması zorunluluğu getirilmişti. Daha sonra ise, hüküm yasalaşmış ve kalıcı hale gelmişti.
Bu düzenlemeye göre, kamu görevine girecek olanlar, devlet memuru olmak için gereken şartları yerine getirmenin yanı sıra, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasından da başarıyla geçmeliydi.
Ancak, hüküm, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 29 Kasım 2019'da Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla, Anayasa madde 13, 20 ve 128'inci maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmişti.
Buna göre, kamu görevlilerinin işe alımlarında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasının yürütme tarafından yapılan bir işlemle getirilmesi Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklere, bu açıdan özel hayatın gizliliği hakkına ve de memurların özlük işlerinin ancak kanunla düzenlenebileceğine dair açık hükme aykırı bulunmuş ve iptale gerekçe gösterilmişti:

"Kamu görevinde çalıştırılacak kişiler bakımından güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması yönünde düzenlemeler getirilmesi kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme öngören kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama yetkisi verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir…"
Özetle, AYM, düzenlemeyi varlığı değil, getiriliş yöntemi ve güvenceden yoksun oluşu nedeniyle iptal etmişti.
İşte şimdi, AYM'nin bu kararından hareketle, söz konusu düzenleme, kanun yoluyla getirilmek isteniyor. Ancak yasama tarafından kanun yoluyla yapılması, uygulamaya dair tüm endişeleri ortadan kaldırmak için yeterli değil.

Kişisel veriler, temel haklar ve sınırlama
Şüphesiz, elini kolunu sallayan devlette çalışamaz. Şüphesiz, belli şartların aranması, temiz bir sicil, kamu hizmetine girmek için gereklidir.
Ancak evvela, AYM'nin belirttiği hususlar mühim. Bireylerin temel hak ve özgürlüklerine etki eden, kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınması, kullanılması ve işlenmesiyle ilgili bu alandaki tüm şartlar ve sınırların kanunla düzenlenmesi zaten Anayasa'dan kaynaklanan bir kural.
İkincisi, eğer bir temel hak ve özgürlük olarak kamu görevine girme/girmeme noktasında sınırlama getiren bir koşul öngörülüyorsa, bu koşulun, kime, nasıl, ne şekilde ve kim tarafından uygulanacağı açıkça düzenlenmeli, hiçbir şekilde keyfiliğe yer bırakılmamalıdır.
Bu açıdan, soruşturma ve araştırmayı kimlerin yapacağı, toplanan bilgilerin ne kadar süreyle saklanacağı, muhataplarının itiraz haklarının mevcudiyeti ve bu itirazın usulü açık bir şekilde belirli olmalıdır ve Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenlenecek, belirsiz alanlar bırakılmamalıdır.
Üçüncüsü, getirilecek sınırlamanın açık olmasının zorunluluğunun yanı sıra, bu sınırlamanın ölçülü olması da gerekir.
Bu açıdan, söz konusu düzenlemenin tehlikesi, adli sicil kaydı, hakkında çıkarılmış arama kararı veya kesinleşmiş mahkûmiyetin yanı sıra bakılacak diğer kayıtların masumiyet karinesine aykırılık oluşturmasıdır. Kişinin ceza hukuku açısından suç oluşturmayan eylemine sosyal ve ekonomik bir ceza uygulanmasına sebebiyet verilmesinin önüne geçilmelidir.
Dördüncüsü, hukukun genel ilkeleri, ceza hukukunun en temel ilkelerinden biri "suç ve cezanın şahsiliği" ilkesi göz ardı edilmemelidir.
Tüm bu noktalarda titiz davranılması, uygulamada objektif olmayan değerlendirmeler nedeniyle yaşanabilecek hak ihlallerinin ve keyfiliklerin önüne geçilmesi için önemlidir.

Yazarın Diğer Yazıları