Güven sorunu yaşayacaklar
Türkiye kaynıyor... Bir taraftan darbecilerle mücadele ediliyor. Öte taraftan PKK ile...
Yetmedi DHKPC ile.
O da yetmedi IŞİD ile...
Bu defa Adalet Bakanı haklı..
Pek "çok örgütle aynı anda mücadele ettiğimiz" doğru...
Ama niye?
Neden bu kadar örgüt bir anda düşmanımız oldu?
Özellikle kendini "Müslüman" kimliği tanımlayan bir parti yönetiminin iktidarına karşı yine özellikle "Müslüman" olan örgütler niye savaşıyor? Kendisiyle savaştıkları için de haliyle Türkiye ile savaşıyorlar..
FETÖ devleti ele geçirip kendi kuracağı rejimle devleti yönetmek istiyor... Bunu anladık...
Peki IŞİD?
Onun derdi ne? Türkiye'dekilere ümmet bilinciyle bakmıyorlar mı?
Hâlbuki bir zamanlar onlarla Suriye'de "Esed'i" devirmek için kavgasız gürültüsüz birlikte aynı amaca hizmet etmiyor muyduk? IŞİD sırf bu sebeple proje ortağımız gibi görülmüyor muydu?
Evet...
Keza PKK...
Onları Habur'da ayağına seyyar mahkemeler göndererek karşılamadık mı?
Gene evet...
Peki sonra?
Sonra ne oldu da başa döndük?
"Türkiye artık 1990'lı yıllara dönmez" dedik ve neden şimdi döndük? 1990'lı yılların mücadelesi yanlış idiyse şimdi doğruyu belirleyen şey ne?
Tüm bu soruların cevabı ne biliyor musunuz?
Saplantı...
Evet evet ideolojik saplantıların yarattığı körlük...
Türkiye'yi Atatürk penceresinden görmenin büyük yanlış olduğu inancına dayalı ön yargı. Bunun beraberinde getirdiği alternatif dış politika denemesi.
Başka?
Yine alternatif iç politika denemesi.
Özetle "Yeni Türkiye" projesi...
Sonuç?..
Biçilen yolların hiçbiri Türkiye'yi içine sürüldüğü bataklıktan kurtaramadı. İster istemez eskiye, bilinen yola dönmek zorunda kaldık.
PKK'nın siyasi kanadı DTP milletvekilleri ve genel başkanına operasyon yapılıyor... Gözaltına alınıyor... Mahkeme karşısına çıkarılıyor...
IŞİD ile Suriye'de savaşıyorsun...
FETÖ'nün kökünü kazımak için elinden geleni yapmaktasın. Öyle ki devlet içinde en küçük bir kırıntısı dahi kalmasın istiyorsun...
Tamam... Haklısın...
Ancak unuttuğunuz bir şey var: Eski Türkiye'nin iyi kötü güven veren bir sistemi vardı.
İyi kötü bir siyasi ciddiyeti vardı.
İyi kötü işleyen bir hukuk düzeni vardı.
Kısacası; o eski denilen -beğenelim beğenmeyelim- o kötü, vesayetçi Türkiye, kurumlarıyla güven veren herkesin ne olacağını önceden kestirebildiği önümüzü görebileceğimiz bir ülkeydi..
Şimdi?
O Türkiye ve o siyaset yok...
Önümüzü göremiyoruz. Yarın neye karar verilebileceğini bilmiyoruz. Ani bir dönüşle "affedersiniz" deyip tekrar "analar gözyaşı dökmesin söylemi üzerinden" gerisin geriye dönülüp dönülmeyeceğinden emin değiliz.
14 yıldır ülkeyi yönetenler, "Türkiye'deki kurumları güçsüzleştirip etkisizleştirelim" derken aslında kendi ellerini güçsüzleştirdiklerinin farkında değiller. DTP'lileri aldılar, FETÖ'cüleri tutukladılar ama özellikle yargı kurumunu dünya kamuoyu önünde değersizleştirdikleri için, şimdi iç ve dış kamuoyunda güven sorunu yaşayacaklar. Kusura bakmayın. Türkiye bunu hak etmedi.