Gülay Hocam açıklayın
Boğaziçi Üniversitesi'nde bir bomba düzenekli bir araç daha bulundu... Maşallah, üniversite hendekçileri aratmıyor. (B.Ü. kampüsünün altı araştırılmalı; belki tüneller kazılmıştır!)
Günlerce yazıyoruz... "Boğaziçi'nde bir şeyler dönüyor, PKK kutlamalar yapıyor, tutuklu PKK'lılar için 'serbest bırakılsın' gösterileri düzenleniyor.?" diyoruz.
Devletin güvenlik güçlerinin katliam yaptığını söyleyen bildirinin bu üniversiteden yayıldığını (savcılığın tespiti), en çok imzanın bu üniversiteden atıldığını, hatta, R. T. Erdoğan, imzacıları ağır bir dille suçlayınca, bölücüleri kutsayanların bildirisine en çok destek imzasının da yine bu "güzide" üniversiteden verildiğini hatırlatmıştık. (1128 imzalı birinci bildiriye 88, 611 imzalı ikinci bildiriye 151 imza B.Ü'den! Allah'tan korkun, milletten utanın be!)
Gidiş tehlikeli... Üniversitemiz lekeleniyor. YÖK, bağlı olduğu Saray'ın telkin ve emirlerini niçin kaale almıyor?!
Savcılıklar, "bildiri" dosyasını bir türlü tekemmül ettiremiyorlar. HSYK uyuyor mu?! "Paralel"e gösterdiğiniz hassasiyeti neden "terör" bağlantılarını araştırması gereken savcılara göstermiyorsunuz?! Reis, "bildiriciler"e de aynı oranda ateş püskürüyor!
Üniversite kürsülerinden öğrencilerimiz zehirleniyor. Bombacılar, ellerini kollarını sallayarak üniversitelerimize girebiliyorlar. Diğer tarafta ise, kahraman polisimiz, kahraman askerimiz, PKK ile mücadele ediyor. Her gün bir, üç, beş, sekiz şehidimizi toprağa veriyoruz. O zaman çekilsin askerimiz, polisimiz... PKK her tarafı kaplasın, destekçiler bayram etsin! İster misin YÖK, ister misin HSYK!
B.Ü.'de bulunan bomba düzenekli otomobiller kampüs içindeki Eğitim-Sen'de çalışan R.Ü. (Zanlı olduğu için açık adını yazamayız.) yardımıyla sokulmuş. Bu R.Ü., geçen yıl şubatta Ege Üniversitesi'nde şehit edilen Fırat Çakıroğlu için sağduyulu öğrenciler afiş asarlarken mani olmaya kalkışmış, bir öğrenciye "Senin yüzünü aklıma kazıdım." demişti. (Hak teslimi için yazmalıyım: Öğrencilerin astığı afişleri PKK'lılar yırtmış, son afişin başında iki öğrenci nöbetçi kalmış, o sıra Eğitim-Sen'li R.Ü. ve arkadaşları gelip yırtmak istemiş ve itiş kakış olmuştu. Öğrenciler topluca rektör yardımcısına gidiyorlar. Sonra millî hassasiyet gösteren öğrencilere toleranslı davranılıyor.)
Eğitim-Sen'in faaliyet gösterdiği bina üniversite kampüsünün tam ortasında. Muhterem rektörüm, muhterem Gülay Hocam, bilmiyorum ama, belki camdan baksanız, göreceğiniz binadır.
Eğitim-Sen'in üniversitede işi ne? Eğitim-Sen malûm öğretmenler sendikası... PKK'lıların diğer kolu KCK bağlantısı yüzünden bu sendikanın bağlı olduğu KESK'in genel başkanı bir ara gözaltına alınmıştı.
Aklımdayken sorayım: Gülay Hocam, kaç öğretim üyeniz Eğitim-Sen üyesi? Bilgi edindiniz mi? Yoksa üniversitemde adem-i merkeziyetçilik var, isteyen istediğini yapar, deyip ilgilenmediniz mi? Sonunda isteyen istediğini yaptı; bomba düzenekli araba soktu, hem de 2 tane!
Gülay Hocam, başka öğretmen sendikaları da var. Onların da üniversite içinde şubeleri bulunuyor mu? Siz mi yer almalarını istemediniz, yoksa onlar mı talep etmedi? Halkımızın bütün bunları öğrenmeleri hakkıdır.
Açıklamanızı beklerim muhterem Gülay Hocam!