Gözler MHP Büyük Kongresi’nde!
Bütün gözler; Türk milliyetçiliğinin “politik” temsilcisi ve sesi sayılan MHP’nin bugün toplanan 10. Büyük Kongresi’ne çevrilmiş bulunuyor.
Gerçekten de; kongrenin sadece, MHP için değil aynı zamanda, Türk Milliyetçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti için belirleyici olacağı kabul ediliyor ve bekleniyor.
Bu bakımdan; her MHP’liye, her üst delegeye ve her teşkilat görevlisine, kendine neyin “yanlış” olduğunu ve neyin “yanlış” gittiğini sormak ve gereğini yerine getirmek gibi “derin” bir görev düşüyor.
Çünkü; MHP’ye, “korlanan” Milliyetçilik ateşini yeniden yakmak yakışıyor ve bekleniyor.
En önemlisi; MHP’ye “toplumsal muhalefet”in öncülüğünü bırakmaması gibi önemli bir misyon öteden beri yükleniyor.
Arkadaşımız Arslan Bulut’un tespitleri, MHP’nin durumunu bütün çıplaklığıyla anlatıyor:
“MHP, toplumsal muhalefete önderlik etseydi, yüzde 51’i de geçerek tek başına iktidar olurdu. Fakat bunun yerine MHP, son zamanlarda iktidara destek olmaya, muhalefete muhalefet etmeye başladı. Bunun sonu, partinin AKP’ye karışarak eriyip gitmesidir..
Biz her zaman toplumsal muhalefetin öncülüğünü MHP’nin üstlenmesi gerektiğini söyledik.. Fakat Bahçeli döneminde hiçbir muhalif hareketin öncülüğünde MHP’yi göremedik. MHP’nin diğer partiler karşısında en büyük üstünlüğü gençliğiydi. Toplumsal muhalefetin bütün ağırlığını taşıyan gençliktir. MHP, en büyük gençlik kitlesine sahipken, kendi gençliğini kaybetti. Bir defa, yaşı ilerleyenler, artık MHP’yi desteklemekten vazgeçti. Yerlerine yeni nesiller yetiştirilmedi. Üniversitelerde ülkücü hâkimiyeti vardı. Şimdi birçok üniversitede ülkücüler parmakla gösterilecek sayılara düştü..”
Oysa, “toplumsal muhalefet”in, demokrasilerdeki etkinliğinin önemi, hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar öne çıkıyor.
Özellikle, MHP’nin meydanları boş bırakma taktiği, çoğu Türk gencini kararsız hale getiriyor.
Bu arada, yasa dışı “eylemli” sokak nümayişlerini, Türk gençliğinin meydana çıkışıyla kesinlikle karıştırmamak icap ediyor.
Öte yandan, Bahçeli’nin en büyük rakibi Koray Aydın’ın, bu husustaki beyanları yeni bir oluşumu adeta müjdeliyor:
“Göz göre göre Türkiye elimizin altından kayıyor. Bütün bölge şekilleniyor, bölgeyle beraber Türkiye de şekilleniyor, yani biz buna kayıtsız kalamayız. MHP bu şartlarda rol almayacak da ne zaman alacak? Anayasa geliyor Türkiye’nin gündemine. Türk’ün adını anayasadan çıkarma girişimleri var. Biz buna evet diyebilir miyiz, bunu kabul edebilir miyiz, Ötüken’de Türk olan, Söğüt’te Türk olan bir milletin adının Anayasa’dan çıkarılma girişimi karşısın da bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyoruz. Meydanlara inip milleti uyaracağız.”
MHP 10. Büyük Kongresi’nin ülkemize hayırlı olması, “demokratik” bir hava ve yarış içinde geçmesi, “olumlu” bir beklenti oluyor.