Gidişlerini mi sezdiler? İsimleri değiştiriyorlar
Emre Cemil Ayvalı diye bir genç… Ak Parti'nin gençlik kollarında faalmiş. Sonra bakmışlar sende iş var, gel propaganda servisimize alalım, başkan yardımcısı yapalım, demişler.
"Genç"i hususiyetle vurguluyorum Bunların gençlik kollarından başlayarak nasıl yetiştirildiğini görelim. Savaş dönemindeyiz... Sık kullanılan moda kelimeyle söylersek, M. Kemal Atatürk, bunların "fikir envanterleri"nde kesinlikle yok. Olmadığı gibi, "düşman" görülüyor.
Bu gencin tartışılan sözlerini biliyorsunuz:
"Bir tarafta, çok açık söylüyorum, darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta FETÖ vardı, bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldık."
Bunlar devleti yönetiyorlar, devletin içine "çete" sokuyorlar! Gayrimeşru işlerini "çete" marifetiyle halledecekler.
Nasıl hallettiklerini gördük. "Çete" kendilerini alt ediyordu! Dışa bağımlı hareketlerde tehlike hiçbir zaman geçmez. Hâlâ silahlı aşırı sol var ve PKK neredeyse 50 yıldır atakta. Darbeye kalkışanların dış bağlantıları olmadığını kim iddia edebilir! 12 Eylülcüler de "our boys"du, son darbeciler de...
Emre Cemil'in kafasına M. Kemal'e tavır koymayı sokanlar biraz düşünseler, nasıl hata ettiklerini anlarlar.
Reis, üniversite imtihanından önce güya gençlerle buluşturuldu... YouTube'da yayın yaptılar. Aksülamel çığ gibi büyüdü. Sonra YouTube'u kestiler.
İnsanı kazanma sanatını bileceksin. Ya var ya yok hükmü kaybettirir.
"YouTube İsyanı" bir dönüm noktasıdır. "Çöküş"ün kitabı yazılacaksa "YouTube İsyanı"ndan başlanılacaktır!
Yine ataktalar ve yine yanlış yoldalar.
Bu defa Millî Mücadele'yi hatırlatacak isimleri değiştiriyorlar.
Millî Mücadele'ye fiilen katılan ve sonra Maarif Vekili olan Mustafa Necati'nin, Millî Mücadele'nin kahramanlarından Albay Reşat Bey'in, (Çiğiltepe'yi erken vakitte Yunanlardan alamadığı için gururuna yediremeyip intihar etmişti. M. Kemal ailesine "Çiğiltepe" soyadını verdi.) adları silindi. Kim bilir daha kimlerin silinecek.
Mustafa Necati'nin kendi evini gasp edip isim değiştiriyorlar. Bu kişinin mülkü hâlbuki. Verdikleri isim kim? Nuri Pakdil. Çok tartışılmıştı. Yakın zamanda hayatını yitirdi. "Saray"ın pek itibar ettiği biriydi. Bu zat neden tutuluyordu biliyor musunuz? Bu köşede zamanında ayrıntılı yazdık. Sadece kendi gazetelerinden bir haberi vereceğim:
"Bu yıl 2.'si düzenlenen Necip Fazıl Kısakürek ödül töreninde konuşma yapan Nuri Pakdil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ricasını kırmayarak meşhur selamını tekrarladı.
Pakdil'in 'Siz değerli konukları antiemperyalist, antikapitalist, antinasyonalist, antisiyonist, antifaşist en önemlisi de antifiravunist bir bilinçle selamlıyorum' sözleri bütün salonu bir anda coşturdu.
'Ne mutlu ezeli ebedi ulu önderimiz HZ. Muhammed'in (SAV) şefaatçisi olanlara" sözleriyle konuşmasına devam eden Pakdil "Ne mutlu Müslüman diyene" sloganıyla sözlerine son verdi. Pakdil'in bu konuşması uzun süre ayakta alkışlandı.'" (25 Aralık 2015).
Kime "Firavun" dediğini biliyorsunuz.
Yarın Yağmur Tunalı'nın kaleminden size vesika niteliğinde notlar vereceğim. Bu notlar sadece onda.
Herhâlde gidişlerini sezdiler ki, absürt icraata hız verdiler.