Son zamanlarda müzik uygulamalarında, Youtube trend listelerinde ilk sırada yer alan, radyoda çalan şarkılardan fark etmişsindir, bir rap müzik furyası başladı. Gençler artık pop müzikler yerine genel olarak bu müzik türünü tercih ediyor… Ben rap müzik dinleyicisi değildim. Son zamanlarda her yerde karşıma çıkana kadar pek dinlediğim de söylenemezdi. Ancak şu an öyle popüler ki pop müziği tahtından etti diyebiliriz.
Bildiğiniz gibi rap müzik, isyankâr bir müzik türü. Konuşur gibi olduğu, çok fazla cümle içerdiği ve armoni kaygısı taşımadığı için duyguları ifade etmeye en uygun müzik türü olduğuna inanılıyor. Açılımı "Rhytmic African Poetry" (Ritmik Afrika Şiiri); İngilizce sözlük anlamından çevrildiğinde "ağır eleştiri" anlamı taşıyor. ABD'nin gelir ve eğitim seviyelerinin düşük olduğu Brooklyne ve Bronx semtlerinde doğmuş. Tesadüf değil. Bu sınıfın sisteme karşı tepkisini ortaya koyduğu için bu bölgede ortaya çıkmış.
Şimdi ise Türkiye'de popüler!
O halde şunu diye bilir miyiz:
Gençler isyanda!
Neye baksalar aksaklıkların, yolsuzlukların, haksızlıkların olmasından bıktılar.
Hukuk, adalet, eğitim, çevre, kadınlar, hayvanlar… Her birinde bir -hatta bin- problem var.
Cuma günü muhtemelen görmüşsünüzdür. Youtube'da trendlere iki rap şarkı birden girdi. Paralelinde Twitter'da da trend topic oldu bu şarkılar. Biri birkaç saat içinde 5 milyon dinlenme sayısına ulaşan Şanışer ve ona eşlik eden 17 isimden (Fuat, Ados, Hayki, Server Uraz, Beta, Tahribad-ı İsyan, Sokrat St, Ozbi, Deniz Tekin, Sehabe, Yeis Sensura, Aspova, Defkhan, Aga B, Mirac, Mert Şenel ve Kamufle) "Susamam", diğeri ise Ezhel'den "Olay".
Bu şarkılar Cuma gününden beri hayatında hiç rap müzik dinlememiş pek çok kişi tarafından dinlendi, beğenildi, yorumlandı.
Yorumların arasında şu şekilde haklı serzenişler de vardı:
"Şarkının -15 dakika- uzun olmasına mı yakınsam, ülkenin problemlerinin bu kadar fazla olmasına mı!"
Evet, şarkı 15 dakika; 15 yılın meselesini 15 dakikaya sığdırmış bu gençler. Hayvan haklarından kadın şiddetine, iklim probleminden beyaz Türklerin apolitikliğine kadar her konuya değinilmiş şarkıda.
Ancak hala söylenecek şeyler var. "Her gün yeni olay" varken zaten söylenecek şeyler biter mi?
Bu şarkılar, "terör örgütü üyesi olmakla" veya "terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına propaganda yapmakla" veya başka bir sebepten suçlanmayı göze alınarak yapılmış şarkılar ve bu gençler yalnızca kendi susamadıklarını haykırmakla kalmıyorlar; "sen de susma" diyorlar.
Orta ve üstü yaş grubunu bile etkileyen bu şarkılar, gençlerin geleceklerine sahip çıktıklarının, bir şeyler değişecekse yine onlar sayesinde olacağının kanıtı.
Son olarak… Tüm problemler güzel dile getirilmiş ama Şanışer'in "Susamam" şarkısından şu sözleri özellikle okumanızı isterim:
"Ben bi' beyaz Türk'üm Yasalarım Anglosakson ama kafam Ortadoğulu,
Apolitik büyüdüm, hiç oy vermedim.
Kafamı tatile, gezmeye, borca yordum,
Adalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldum,
Şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum,
Kendi ülkemin polisinden korkar oldum.
Üzgünüm ama senin eserin ülkedeki umutsuz nesil,
Senin eserin bu mutsuz kesim ve bu kurşun sesi,
Sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefil,
Senin, senin eserin, senin eserin bu korkunç resim,
Bu yorgun sesim …
Şimdi kapını kollaması gereken adalet gelir acımaz vurur kırar kapını
Çünkü çocuk öldü vuran memurdu diye "haklıdır" dedin, sesini çıkarmadın
Yani suçlusun!
Çünkü iki gün üzülüp sonra gözündeki nehri kuruttun,
Tuğçe ve Büşra'nın katilini serbest bırakan hakimin adı neydi unuttun!
Şimdi başına bi' şey gelse şeh'rin hukuk mu?
Bi' gece haksızca alsalar içeri seni,
Bunu haber yapacak gazeteci bile bulamazsın,
Hepsi tutuklu!
Salınan katillerin aldığı canlar (geri gelmeyecekler!)
Haksız yere hapiste geçen yıllar (geri gelmeyecekler!)
Sen sustun, ses etmediğinden bindiler tepene,
Haklarını elinden aldılar ve güzellikle geri vermeyecekler!"
