Gelin arkadaşlar Türkiye'yi böleceğiz!
İktidardakiler, millî bayramlara tavır koydular. Türk düşmanlarının cesaretleneceğini bilmiyorlar mı? Yakın zamanda kendileri "Sevr'i yırttık attık." dediler. Kutlamak istemedikleri millî bayramları yaşatanlardır Sevr'i yırtıp atanlar!
Millî bayramlara tavır koyarsan bundan kârlı çıkacaklar Sevrcilerdir.
"Gözerle su taşımak" deyimini bilir misiniz? Netice alınamayacak bir işle uğraşmak. (Gözer/gôzer: Yozgat ağzı. Arpa, buğday elenen iri gözlü kalbur.) Padişahçılarımız, hazır iktidar bizdeyken hadi hilafet, hadi padişahlık demesinler. Netice almaları mümkün değil. Bu iktidar zamanında deistlik, ateistlik alıp yürüdüyse bir düşünsünler bakalım, niye? Neyse... Mevzu başka.
(Türkçe bahsi açmadan geçemeyeceğim. "Gözer"in bilinmeyeceğini düşünenler, "kalbur"u kullanıyorlar. Ama yerini bulmaz. Bir kitapta "elek üstü adam" sözüne rastlamıştım. Güya "arı Türkçe" kullanacak. Deyimlerde ve atasözlerinde kelimeleri değiştiremezsiniz. "Elek üstü" değil; "kalbur üstü"dür.)
Sevr demek, Osmanlı Devleti'nin tamamen haritadan silinmesi, tadımlık bırakılan az bir toprağın ise zaman içinde yutulmasıdır. Allah'a çok şükür, Türkleri Önasya'dan sürüp atacak Sevr imzalandığında Millî Mücadele başlamıştı.
Sevr'in 433 maddesi içinde Ermenilere ve bir etnisitemize pay dağıtılmıştır. Bu payı Mesud Barzanî ara ara hatırlatır. Ha PKK, ha Barzanî... Al birini vur ötekine...
Sevr'in, etnisite için 62., 63., ve 64., maddelerinde birtakım imtiyazlar tanıyordu. Öyle imtiyazlar ki, aynı bölgede Ermeniler de hak sahibi oluyordu. Yani iç içe geçmiş imtiyazlar.
Sevr Antlaşması'nın 88., 89., 90., 92., 93., 230. maddeleri Ermenilerle ilgilidir.
Avrupalıya güvenip yola çıkan kıt akıllılar, aşiret zihniyetiyle elde edecekleri topraklarda müreffeh bir devlet kurmanın hayalini yaşarlarken gayya kuyusuna atıldıklarını düşünemiyorlar.
Batı, antlaşmaları, grupların hiçbir zaman kıpırdamayacağı şartlar için tasnif eder. Yakın zamandaki iki antlaşmayı hatırlatayım size... ABD'nin ön ayak olmasıyla Dayton Antlaşması imzalandı. Savaşı sonlandırdı ama yeniden başlatmak üzere. Bosna-Hersek'te, birbirleriyle savaşan Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar iç içe devlet kurdular. Ülkeyi ortak yönetiyorlar. Sırplar ve Hırvatlar, ağırlıklı oldukları kesimlerde, yeni kurulan devletin değil, Sırbistan ve Hırvatistan bayraklarını sallandırıyorlar. Dayton'dan sonra da gittim, gördüm. Aliya Izzetbegoviç, "Bu âdil bir barış olmayabilir; fakat süren bir savaştan daha iyidir." demişti. Boşnak tarafı çok şikâyetçiydi.
Diğeri Annan Planı... Olacak şey değildi. Türkler zaman içinde Rumlara teslim ediliyordu. Rumlar, işi zamana bırakmak istemediler, hemen dediler. Onun için referandumda planı reddettiler. Denktaş, bu plan için "Ahlâksızca bir teklif. Görüşülecek tarafı yoktur." demişti. Lefkoşe'de makamında görüştüğümde, "Plan bir tomar kâğıt. Depoya attırdım." mealinde söz etmişti.
Yırtıp attığımız Sevr'i pişirip pişirip önümüze koyuyorlar. Aklıevveller, "Yok canım Sevr imzalanmamıştı. Muhterem padişahımız Sevr'den mustaripti. Saltanat Şurası'nda 'Evet' demek için değil, çıkıp gitmek için ayağa kalkmıştı." bahanesini uyduradursunlar, içimizdeki PKK uzantıları, Ermenicilerle birlikte Sevr'i hortlatmak istiyorlar. HDP, diğer ülkelerin sosyalist partileriyle birlikte Sevr Antlaşması'nın uygulanması ve Ermenilere tazminat ödenmesi için başlatılan kampanyaya imza verdi. Bu "ihanet", HDP'in kapatılmasının sebebidir. (Devam edeceğiz.)